Yüce’nin hayalindeki Sakarya

Yüce’nin hayalindeki Sakarya

Geçen hafta Salı günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı resmen açıklanan Ekrem Yüce’nin makamının bulunduğu koridor ve odası kutlama çiçekleriyle dolu.

Biz vardığımızda yardımcılarıyla artık son toplantısını yapıyordu.
4 Ekim’de Çaykur Genel Müdürlüğü’ne atanmış, daha kutlama ziyaretleri sürerken veda etmek durumunda kalmıştı.
Gerçekten kendisi de herkes gibi bu duruma şaşırmıştı.
Hiç beklemediği anda gelen adaylığına kendisi de inanmakta zorlanmıştı.
Aday adaylığı konuşulurken kendisini arayanlara böyle bir talebinin olmadığını,söylenenlerin kendisinin ilgisi dışında şeyler olduğunu belirtiyordu.
Pazartesi günü adaylığını öğrendikten sonra aradığımızda da  “belli değil, belli değil” demesi bundandı.
Bu haberi kendisini çok kısa bir süre önce zor durumda olan Çaykur’u yeniden düze çıkarması için Rize’ye gönderen Cumhurbaşkanı’ndan duymak istemişti.
İnanmak için gece yarısı Ankara’dan gelen telefon yetmişti.
Zaten Ankara’ya uçak biletini bu telefon görüşmesinden sonra almıştı.
Ekrem Yüce Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı değildi.
Bu yüzden çok da hazırlıklı değildi.
Ama ana hatlarıyla yönetim anlayışını, Sakarya’ya bakış açısını konuştuk.
Örneğin, Ada Treni’nin mutlaka Adapazarı Garı’na girmesi gerektiğini düşünüyor.
Bunun için gerekirse üst geçitler veya demiryolunun yer altına alınması seçeneklerinin masaya yatırılacağını ve demiryolunun mutlaka şehre sokulacağını söylüyor.
Yenikent’ten merkeze, Erenler’den Tekeler’e, Serdivan’dan Güneşler’e raylı sistemin artık kaçınılmaz olduğunu belirtiyor
Sakarya’nın bir öğrenci kenti,  bir tarım kenti, bir sağlık kenti, bir sanayi kenti, bir turizm kenti olarak yeniden planlanması gerektiğini düşünüyor.
Üniversiteyle şehrin bütünleşmesi için çalışacağını anlatıyor.
Bir ziraat mühendisi olarak Sakarya’da tarım alanlarının korunması ve organik tarımın gelişimi için kafa yoracağını ifade ediyor.
Yönetim anlayışı olarak halkla bütünleşen, halkın emrinde ve gönlünde olan bir başkan olmayı hedeflediğini belirtiyor.
Daha önce görev yaptığı Rize’de ve sonrasında DOKAP Başkanı olarak tüm Doğu Karadeniz’de bu anlayışla hizmet ettiğini söylüyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun bugüne kadar çok önemli hizmetleri olduğunu ve Sakarya’ya kazandırdıkları için de her zaman takdirle anacağını kaydediyor.
Ancak kendi ekibiyle çalışmak istediğini, bunu da kimseyi incitmeden başarmak istediğini vurguluyor.
Birlikte şehri yöneteceği kişileri özenle seçeceğini buna rağmen içlerinden yanlışa düşenleri hiçbir şekilde affetmeyeceğini belirtiyor.
Özellikle yolsuzluk, usulsüzlük yapanların cezasız bırakılmayacağının altını çiziyor.
Ekrem Yüce, DOKAP Başkanı olarak projelendirdiği Yeşilyol projesinin bir benzerinin Kartepe ile Kartalkaya arasında da düşündüğünü ifade ediyor.
Şehrin refah düzeyinin arttırılarak yaşam için, eğitim için, turizm için, yatırım için tercih edilir hale getirilmesi gerektiğini anlatıyor.

……………………..

RİZE’YE NEDEN GİTTİK? 

Çarşamba günü Sakarya’dan bir grup arkadaşla Rize’ye gittik.
Ekrem Yüce’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak açıklanmasının ardından gerçekleşen bu gezi çok önceden planlanmış bir geziydi.
Ancak geziyle ilgili biz daha hiçbir şey paylaşmadan bir sürü şey üretildi.
Ekrem Yüce 15 yıl öce Çaykur’un başına atandığından biri beni Rize’ye davet ederdi. DOKAP’ın başına geçtikten sonra de Giresun’a birçok kez davet etti.
Rizeli olan 15 Temmuz Camili Mahallemizin muhtarı, Yunus Özçelik de her Rize’ye gidiş dönüşünde kendisine “ Ben bir Rize’ye götürmedin” diye takılırdım.
Ancak bir türlü kısmet olmamıştı.
Yüce, en son Çaykur’un başına atandığında Muhtar Özçelik “ Bu kez mutlaka gidelim Rize’ye… Hem hayırlı olsun deriz, hem biraz da gezeriz” dedi…
Ben de “ Tamam sen programla gidelim” dedim.
Ekrem Yüce’nin adaylığı hiç gündemde değildi biz Rize gezisini konuşurken…
Biletler alındığında da O’nun adaylığından söz eden yoktu.
Ben grupta kimlerin olduğunu bile sormadım Muhtar Yunus Özçelik’e…
Tanıdığım, bildiğim insanlar olsa da gezi arkadaşlarımızı havaalanında gördüm.
Özetle söylemek gerekirse gezimizin amacı Ekrem Yüce’nin Çaykur Genel Müdürlüğü’ne hayırlı olsun demek, biraz da gezmekti.
Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı açıklanınca farklı anlam yüklemelerine müsait bir gezi haline dönüştü.
Adaylığına sevinçle Rize’ye gittiğimizden, mutluluktan kemençe çaldığıma kadar birçok kıskançlık izi taşıyan şeyler okudum.
Kimin ne dediği çok da umurumda değil.
Ancak şunu açıkça belirteyim.
Öyle Rize’ye giden uçaklarda izdiham falan yoktu.
Biz toplam 8 kişiydik.
Bizden sonra Adapazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Ziya Cevherli ve işadamı Sefer Sandıkçı eşleriyle birlikte Rize’ye geldiler.
Sanırım onların programı da çok önceden ayarlanmış…
Benim açımdan gezi faydalı oldu.
Sıcağı sıcağına Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Sakarya ile görüşlerini dinleme fırsatı buldum.  Kısa süreli de olsa Rize’nin güzelliklerini gördüm.
Rize insanını yakından tanıdım.
Gerçekten çok cana yakın, misafir ağırlamakta birbiriyle yarışan güzel insanlarla karşılaştım.
Bizi ağırlayan dost insanlara canı gönülden teşekkür ediyorum.

……………
…

ÇAYKUR ve çay, Rize’nin herşeyi

Çay, dünyada sudan sonra, en fazla içilen ve içme alışkanlığı gittikçe artan bir bitki olarak 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Yaygın bir efsaneye göre, büyük Çin İmparatoru Shen Nung’ın hizmetlilerinden biri bahçede su kaynatırken bir yaprak kaynayan suyun içine düşer.
Yaydığı koku imparatoru etkiler. Kokusunu beğenen imparator, tadını da denemek ister ve çay o gün bugündür insanoğlunun vazgeçilmez dostu haline gelir.
Rize Valiliği’nin internet sitesinde çayın tarihi böyle anlatılıyor.
Rize’de çay 1900’lı yılların başından itibaren ekilmeye başlanır.
1924’te bununla ilgili bir yasa bile çıkarılır.
Bunda Zihni Derin isimli bir öğretmen öncülük eder.
İlk çay fabrikası 1947’de kurulur.
İlerleyen yıllarda Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Çay-Kur isimli özerk bir yapıya dönüşür.
Rize çok engebeli bir araziye sahip…
Neredeyse bir mekrekare bile boş alan bırakılmadan heryere çay ekilmiş.
Yılda 3 veya 4 kez, 2 buçuk sürgün dedikleri üstten 2-3 yapraklık filizlerin kesilerek toplanmasıyla hasat ediliyor.
42 adet Çaykur’un olmak üzere yüzlerce çay fabrikası var Rize’de…
Binlerce çalışanı, on binlerce üreticisiyle Çaykur il ekonomisinin temel taşıyıcısı durumuda.
2003 yılında Ekrem Yüce Çaykur’un başına gittiğinde kurum iflas noktasındaymış.
İlk başta bir hayli tepki alan Ekrem Yüce radikal kararlarla kar eder hale getirmiş Çaykur’u…
Çaykur’un bilinen birkaç çayının yanında farklı damak tatlarına hitap eden yeni ürünler çıkarılmış piyasaya.
Özel sektörle rekabet edebilir hale gelen Çaykur 2015’te Ekrem Yüce’nin ayrılmasının ardından yine zarar etmeye başlamış.
Ve neredeyse kapısına kilit vurulacak noktaya gelindiğinde, Ekrem Yüce  tekrar kurumun başına getirilince adeta bayram havası esmiş…
Rize için çok önemi olan Çaykur için yeniden umut olmuş…
Ancak kısa bir süre sonra da Sakarya’ya dönmek durumunda kalması Rizeliler’i üzmüş.
Konuştuğumuz her Rizeli’den bunu duyduk…
….

Cumhurbaşkanının ilçesinde sabah kahvaltısı 

15 Temmuz Camili Mahallesi Muhtarı Yunus Özçelik’in de doğum yeri olan Güneysu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ilçesi.
Rize’ye gidip de Güneysu’ya gitmek olmazdı.
Sabah kahvaltıda Yunus Özçelik’in Başaran Köyü’ndeki evindeydik.
103 yaşındaki annesi Hava Teyze’nin elini öptük, hayır dualarını aldık.
Mükemmel bir manzaraya sahip balkonda çok güzel bir Rize kahvaltısı hazırlamış Özçelik’in ablası ve eniştesi…
Simidi, kavurması, kuymağı, balı, lahana sarması, böreği, lokumuyla Rize lezzetlerini tattık.
Kahvaltı sonrası bizim grupta yer alan SAÜ öğrencisi Muhammet Ebubekir Kuran okudu.
Hava Teyze,  yemek duası yaptı.
Kahvaltı sonrası ilçeyi gezdik.
Belediye Başkanı Halil Turan ve yardımcısı Ali Karslı’nın yakın ilgisini gördük.
15 bin nüfuslu bu ilçede adeta yok yok.
Sosyal Bilimler Lisesi, Fen Lisesi, Öğretmenevi, Halk Eğitim Merkezi, Spor Lisesi, üniversite lojmanları gördüğüm eğitim yatırımlarıydı ve her birinin görkemli yapıları dikkat çekiyordu.
İlçedeki tüm yapılar bir örnek, Ekrem Yüce’nin DOKAP Başkanı olduğu dönemde DOKAP tarafından giydirilmiş ve ışıklandırılmış. 
Ekrem Yüce ilçeye vedaya geldiğinde tekrar gördük ki Rize’de çok iyi bir iz bırakmış.
Yaşlısı, genci kendisine sarılarak Rize’yi unutmamasın istedi.
…

Dağın zirvesinde bir cami

Güneysu’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri, ilçenin güneyinde (kıble yönünde) Kıble Dağı’dır.
1130 rakımlı bu dağ eşsiz manzarası yanında zirvede inşa edilen camiyle tanınıyor.
1800’li yıllarda Mehmet Efendi ve Kuşahmet Efendi tarafından bir ahşap cami yapılmış.
Bu cami yanınca  zemine taş döşenmiş ve açık hava namazgahı olarak kullanılmış.
Burada çeşitli afetlerden korunmak için dua edilirmiş.
Daha sonra sırtla iki saatlik mesafeten taş taşınarak 1962 yılında otuz metrekarelik bir mescit inşa edilmiş.
2013 yılında Erdoğan burada yeni bir cami yapılmasını istemiş.
MNG Holding buraya Mimar Sinan’ın Üsküdar’da inşa ettiği Kuşkonmaz Camii’nin bir benzeri inşa etmiş.
2015 yılında ibadete açılan cami, çok uzaktan görülebiliyor.
Çevresinde parklar, kamelyalar açılmış.
Güneysu’ya, hatta Rize’ye gelen buraya da mutlaka çıkıyor.
…

Kemençe mi çaldım?

Biz Rize’de iken bir gazetede benim, Ekrem Yüce’nin adaylığı  nedeniyle sevinçten kemençe çaldığımı ima eden bir haber yapılmış.
Evet ben yukarıdaki pozu verdim.
Kemençe eşliğinde çalan Karadeniz müziğini de çok severim.
Keşke kemençe çalmayı bilseydim ve çalabilseydim.
Ne yazık ki hiçbir enstrüman çalamam.
Güneysu’da ağırlandığımız bir mekanda bu kemençeyi görünce bir fotoğraf çektirdim…
Kemençe bir dakika bile elimde durmamıştır.
Bilginize…
….

Kimler vardı?

Bu geziyi planlayan 15 Temmuz Camili Muhtarı Yunus Özçelik’tir.
Peki grupta ben ve Özçelik’ten başka kimler vardı.
Eski İl Emniyet Müdürü Osman Babadağı.
Gazeteci kardeşim Levent Candan…
Mahzen İşkembe Salonu’nun sahibi Ahmet Köse…
SAÜ Doktora öğrencisi Nijerli Muhammet Ebubekir
Gruba sonradan Erenler Belediyesi Özel Kalem Müdürü Kemalettin Kaya ve AKP’nin Serdivan aday adayı Nuri Oktay katıldı.

1  |  1

SEZAİ-MATUR-Yüce’nin hayalindeki Sakarya