Şaiirin Naşı

Soytarı ikramları şehvet düşkünü hecelerin kursağında takılmışlığın da hikmeti yine yazma özürlü bir büklümde bir yükümde bir de seyrinde dolunayın…

 

Adamlar öğüten gece.

 

Kadınları doğurgan her hecede yine inzivaya çekilmiş bir rakım kadar kibrine yenik düşmüşken… kayıtsız ritüellerin kayıt dışı cehaletinde usturuplu bir lehçe tadında olmalı oysa aşk.

 

Kirli menfaatler kadar yorgun yükümlerin, hancı meyyalinde geride kalan durgun gölgeyi de kundaklarken insanoğlu. H/adım edilmiş bir minvalde kayıtsızlığın zikrine uygun bir fikir kadar da sıra dışılığın hezimeti ve yine öfkesine yenik düşen Cezayir Menekşesi yalnızlığında ve kibrin de batılında artık neyin hükümranlığındınsa gizem.

 

Mimlenmiş cüretinden yoksun bir imgeyi de buyur ediyorsa şair ve sıfatsızlığın zulmüne yenik düşen bir şarkı tadındaysa söylemekten imtina ettiği onca şiir bir de kutsal bir sevdaya rest çekmişse kâinat.

 

Ölümler.

 

Ölümsüzler.

 

Ölgün ve gölgeli suretler yine aşkı kıyam, yoksunluğu kıyım belleyip üstüne de debdebeli bir aşka yelken açmışken.

 

Sair tehdit yine şiar ederken bilinmeze handikap demekse bir meziyet olmasa gerek eğer ki tanımsızı tanımlamak maharet erbabı bir şafağı göreve çağıracakken az sonra.

 

Külliyen yalan şehrin kubbesi.

 

Zulümdense mümkün addedilen hikmeti yine buyurgan bir tınıda sunmuşken altın tepside Yaratıcı.

 

Nidaları kısık bir lisanda devşirme bir yürek kadar da yaralı mı yoksa insansız araçlarla yolculuk yapan sapanın ucundaki taş görünümlü yürek?

 

Zuhur eden acıda; kambersiz hangi düğünse çocuk gelinlerin hüznüne tanıklık edilesi bir karam bole giden safsataların çökmüş çatısında kalmışları kurtarma istemi ile seferber olmuşken Akut’un geçit vermeze tenezzül etmeyen iri kıyım müritleri.

 

Zaman aşımına uğramaksa en cafcaflısı.

 

Aşk acısı iken konduramadığı şairin ama güftesine kazıdığı yürek sesinin hani hangi bahtsız besteyse tek hecesini değişmez iken evrene… bir de kayıt dışı bir yalnızlığın göçebe güzelliğine şerh düşmek yine şiir özürlü şehirlerde şiir gözlü kadınların peşine düşmüşken aşk meleği…

 

Zimmetli oysa her ölümlü.

 

Zincirlik bir deli belki de şairin naşı.

 

Şaşalı bir ıstırap mı yoksa sarmalında ne çok kinayeye vakıf da aslı astarı olmayan cümlelere tenezzül dahi etmezken yorgun tayfası döngünün.

 

Suni kehanetlerin somut verilerinde bir de ay ışığında raks eden melek kanatlarında masumiyet imli aşk şarkılarının ve devindikçe mahreminde; delirdikçe her şiirde hele ki bir kez şaşırmışken bunca yalanı gerçek belleyip ant içmişken inanmaya… yeter ki yalanları kusur bellemsin Tanrı bir de ritmine kapılmışken beynamaz rüzgarda bir keramet olmak adına düşmüşken yola durduk yere üstelik varamayacağını bildiği tüm tesellinin tecelli edeceği mahrem bir rüya tadında kalmışken geride üstelik ne için…

 

 

Yayınlama: 29.04.2019
Düzenleme: 29.04.2019 10:57
1.265
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.