SİYAH GÜLLER AK GÜLLER GEYVE’NİN GÜLLERİ

Soğuk Savaş”ın büyük bir hız kazandığı yıllarda, Sağ ve Sol çatışmaları, bulaşıcı bir hastalık gibi, bütün dünyaya yayılmıştır. Amerika ile Rusya arasındaki ekonomik, siyasal ve kültürel yarışın doruk noktasına çıktığı bir dönemde, Anadolu”nun bin yıllık tarihiyle yoğrulmuş bir kuşak, Türkiye’nin geleceğini Batı’nın seküler kültüründen daha çok Doğu’nun kutsal kültüründe aramıştır. Onlar bütün insanlığın düşünce ve eylem birikiminin, kutsal kitaplara dayandığını bilen bir kuşaktır.
*
Türkiye”yi dönüştüren kuşağın öncüleri, kutsal kitapların evrensel değerlerine sarılarak, bütün dünyaya “Bahçe biziz, gül bizdedir” diyen şairler olmuştur. Kutsal kitaplardan kaynaklanan kültürde, gül güzelliğin, zenginliğin, iyiliğin, merhametin ve sevginin evrensel simgesidir. Şairler güzelliğin simgesi gülle, güzelliği ararlar. Hayatını güzelliği aramaya adamış düşünürlerin başında “Gül Muştusu” ve “Monna Rosa”nın şairi Sezai Karakoç gelir. O hayatı yaşanır kılacak güzelliğin, şiirini yakalamış şairdir.
*
Geyve adının geçtiği her yerde akla, Karakoç”un “Mona Rosa” şiirinin ilk yayınlanışındaki, ilk dizeleri gelir: “Mona Rosa siyah güller, ak güller/Geyve”nin gülleri ve beyaz yatak/Kanadı kırık kuş merhamet ister.” Karakoç yanlış yorumlara yol açmamak için, yeni baskıda Geyve”yi, gül kenti Gülce”ye dönüştürmüştür.
Göynük, Taraklı, Geyve, Alifuatpaşa, Doğançay ve Pamukova Orta Anadolu”yu Marmara ve Karadeniz”e bağlayan Sakarya vadisinde, değişik meyvaları ve gülleriyle ünlü yerleşim alanlarıdır.
*
Yedi bölgesiyle Anadolu, tarih boyunca, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu gibi, Avrupa”nın seküler kültürü ile Asya”nın kutsal kültürünün hesaplaştığı coğrafyaların odak noktasını oluşturmuştur. Anadolu, bütün güzelliklerin kendisinde dile geldiği, binbir çeşit gülün anavatanıdır. Gül yetiştirmesini bilen Anadolu, şair yetiştirmesini de bilmiştir.
*
Gül, güzelliği arayan şairlerin dünyasında, vazgeçilmez bir yer tutar. Ümmi Sinan”ın çok sevilen şiirinde olduğu gibi, Anadolu”nun her yerleşim yerinin “Asmasında gül dalları”, “Kovanında gül balları” ve “Ağacında gül halleri” vardır. Anadolu”da “Gül olanın aslı güldür” ve kutsal kültürün zirvesi “Peygamberin nesli güldür”. Gül, güzel insanların aynasıdır. Gülün güzelliği, insanların yüzüne yansır. Gönlü zengin olanların, yüzleri aydınlık olur.
*
Hayata kutsal kültürün penceresinden bakan şairler, Anadolu’nun düşünce ve eylem dünyasına yeni açılımlar kazandırmışlardır. Ümmi Sinan”ın gördüğü gibi, onların “Gülden değirmeni döner”, o değirmende gül öğütülür, değirmenin “Akar suyu döner çarkı” ve “Bendi pınarı güldür gül”dür.
*
Toplumsal hayatın vazgeçilmez iki alanı olan “pazar mekanizması” ve “demokratik mekanizma”, kutsal kültürün zamanla değişmeyen ilkelerini, gözardı ederlerse, “gül” medeniyetini, “kan” medeniyetine dönüştürürler.
*
Dünyada gülün rengini unutanlar, kanın rengine boyanırlar.
*
Savaşlar kan dökerek değil, gül yetiştirerek önlenir.
*
Edebiyatçılar gül yetiştiren bahçıvanlardır.

Prof.Dr. Nazif Gürdoğan

MONA ROZA

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karsi kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yagmur igri igri düser topraga
Ulur aya karsi kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakisin ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Acma pencereni perdeleri çek..

Zeytin agaçlari sögüt gölgesi
Bende çikar günes aydinliga
Bir nisan yüzügü, bir kapi sesi
Seni hatirlatiyor her zaman bana
Zeytin agaclari, sögüt gölgesi

Zambaklar en issiz yerlerde açar
Ve vardir her vahsi çiçekte gurur
Bir mumun ardinda bekleyen rüzgar
Isiksiz ruhumu sallar da durur
Zambaklar en issiz yerlerde acar

Ellerin ellerin ve parmaklarin
Bir nar çiçegini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadin
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmaklarin

Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göge bu kadar
Zaman ne de çabuk geciyor Mona

Aksamlari gelir incir kuslari
Konar bahcenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sari
Ahhh! beni vursalar bir kus yerine
Aksamlari gelir incir kuslari

Ki ben Mona Roza bulurum seni
Incir kuslarinin bakislarinda
Hayatla doldurur bu bos yelkeni
O masum bakislar su kenarinda
Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza
Henuz dinlemedin benden türküler
Benim askim sigmaz öyle her saza
En güzel sarkiyi bir kursun söyler
Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza

Artik inan bana muhacir kizi
Dinle ve kabul et itirafimi
Bir soguk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardi her tarafimi
Artik inan bana muhacir kizi

Yagmurlardan sonra büyürmüs basak
Meyvalar sabirla olgunlasirmis
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsin ölüler niçin yasarmis
Yagmulardan sonra büyürmüs basak

Altin bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanli kus tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapali gece güne
Altin bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller

Sezai Karakoc