Neden Boşanıyoruz?

Berzah Güneş Kimdir? Yakın Doğu Üniversitesinde öğretim görevliliği yapmaktayım. Uzman Klinik psikoloğum. Aslen Sakarya'lıyım.

    Neden boşanıyoruz?

    Uzun zamandır çağımızın özelliklerinden bahsederken liste başını çeken başlık ‘tüketim’ kelimesi oluyor. Uzun yıllardır, tüketici, tüketim çağı, hazır giyim, ayaküstü yiyecekler ve daha birçok bize kolay gelen şeylerden yana tercihlerde bulunuyoruz. Bu kısır döngü gün geçtikçe kendi içinde ilerleme kaydediyor ve sonuç bizi neredeyse hiç bir şey yapmamaya doğru itiyor. İnsanoğlu Adem ve Havva’dan bu yana beden gücünü kullanmış, üretmiş, tasarlamış, gelişmiş, evrilmiş ve bunu mental olarak da destekleyerek günümüze erişmiştir. Fakat günümüz gelişmişliğinin verdiği erişilebilirlik bizi haz alma ve kıymetli olma durumundan sanki uzaklaştırıyor. Üzerinde uzun uzun konuşulacak bir konu olan ‘insan ilişkileri’ de bu tüketici halimizden zarar görüyor. Yakın zamanlı araştırmalar boşanmaların son derece arttığını tespit etti. Peki neden boşanıyoruz? Aldatma, beğenilmek, istenilmek gibi motive edici etkenlerin düşüşü, eşlerden birinde hastalık, üçüncü şahsa ilgi aktarımı gibi listeyi uzatabiliriz ancak her şeyin kolay elde edilebilirliği, sosyal medyanın gücü, nefsi isteklere çarçabuk cevap bulunabilmesi, bizi gerçek ilişkiler yaşamaktan uzaklaştırıyor. 10 yıl önce boşanma sebebi olmayan nedenler, şimdilerde affedilemez gerekçeler olabiliyor. Erken ya da genç yaşta yapılan evlilikler, din ve mezhep farklılıkları, tüketim toplumu olmanın ilişkilere verdiği hasar, kadın erkek rollerinin birbirine karışması, eşler arası iletişimsizlik, öz bakım eksiklikleri, aşırı kıskançlık ve sosyal medya aldatmaları, eşlerden birinde alkol, uyuşturucu ya da kumar bağımlılıkları, aile büyükleri ile aynı ortamda yaşamak, ekonomik sebepler ve sadece cinsellik için evlenmiş olmak boşanmaların başlıca sebepleridir.

    Her ilişki başlangıçta, içinde bir bilinmezlik olduğundan çekicidir. Bu gizem kişileri yakınlaştırır ancak ilişkinin ömrünü belirleyen kişilerin uyumudur. Evliliğin başlamasına karar verildiğinde kadın ya da erkek olarak bu ilişkinin dinamikleri iyi belirlenmelidir. Doğru ilişki yaşadığımızdan tam anlamıyla emin olduktan sonra evliliğe adım atmak çok önemlidir. Evlilik başladıktan sonra ‘değişecek’, ‘yoluna girecek’, ‘çözümlenecek’ gibi önsezilerle bilinmezliklerle yola çıkılmamalıdır. Hayatınıza devam etmek istediğiniz kişi, evlendiğinizde de aynı kişi olarak sizinle ilişki sürdürmeye devam edecektir. Kişiler arası uyum evlilik sonrası yakalanmayacağından, tanışma aşamasında kişilerin birbirlerinden beklentileri açık bir dille belirtilmelidir. Görsellik ve çekim odaklı ilişkilerin ömürlerinin kısa olduğunu bildiğimizden, eş seçtiğimiz kişi öncelikle en yakın arkadaşımız olabilmelidir. Çoğalmak, birbirini temsil etmek, bütünleşmek, aile olabilmek, sevgi, saygı ve sadakat zemini üzerinde bir çerçeve oluşturulmalıdır. Evliliğin temel amacı bir elmanın yarısı olmak değil, iki ayrı elma olarak yola bir bütün halinde devam edebilmektir.

    Uzman Klinik Psikolog

    Berzah Güneş

    Berzah Güneş Kimdir?

    Yakın Doğu Üniversitesinde öğretim görevliliği yapmaktayım.

    Uzman Klinik psikoloğum.

    Aslen Sakarya’lıyım.

    Yayınlama: 14.04.2018
    Düzenleme: 15.05.2018 10:23
    951
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

    Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
    1. Kemal KUŞCUL dedi ki:

      Küçük kıvılcımlar bir fincan su ile söndürülebilecek iken yangının büyümesine sebep verilmekte ve itfaiye çağrılmasına sebep verilmekte, yani eşler mahkeme kapısına koşmaktalar. Oysa, her iki insanda eşi ile yarışa girmeyip, sen haklısın dese, sorun kendiliğinden çözülmüş olacak. Ayrıca, her söylemlerimizde TATLI SÖZ söylense ortam yumuşayacak. Her nedense CANIM, TATLIM, AŞKIM gibi sözleri söylemek zor gelmekte. Yine, el ele tutuşmak ayıp görülmekte. Oysa, el ele tutuşulduğunda eşlerin birbirine sevgisi artmakta. Bir başka önemli konu ise, ne yazık ki bugün televizyon dizileri BAYAN üzerine yapılan baskı ile şekilleniyor. Bayana karşı bir ŞİDDET var. Oysa, TV dizileri örnek olmalı ki, eşlerde birbirine saygı kurallarını daha net öğrenebilsin. Bugün, SEBEPSİZ YERE BOŞANAN o kadar aileler var ki, yılda ortalama 150.000 aile ne yazık ki ayrılmakta ve bir o kadar çocuk ise YUVA ŞEFKATİNDEN MAHRUM KALMAKTA. Ülkemizde ki bu boşanmaların önüne geçilebilmesi için ACİL önlemler alınmalı ve SEMİNERLER DÜZENLENMELİ.