Marmara’da Deprem İhtimali Artıyor..

Marmara’da Deprem İhtimali Artıyor..

“MARMARA’DA DEPREM İHTİMALİ ARTIYOR”

Marmara'da -Deprem -İhtimali -Artıyor-Ege Denizi ve Çanakkale açıklarında meydana gelen depremin teknik verilerini inceleyen Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara’da deprem ihtimalinin giderek büyüdüğünü söyledi.

Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Ege ve Çanakkale açıklarında meydana gelen ve yaklaşık 40 saniye süren depremi teknik açıdan değerlendirdi. Kentsel dönüşüm projesinin bir kurtuluş mücadelesi gibi partiler ve siyaset üstü ele alınması, yansız, dürüst, bilime ve mühendisliğe dayalı bir yaklaşım ile gerçekleştirilmesi gerektiğini söyleyen Şükrü Ersoy, önlenemez depremin zararlarını azaltmanın yolunun, güvenli yapılar ve bilgili toplum olduğunu belirtti.

“MARMARA BÖLGESİNDE DEPREM İHTİMALİ ARTARAK BÜYÜYOR”

Ege ve Çanakkale açıklarında meydana gelen son deprem ile 30 Temmuz 2013 tarihlinde Gökçeada’nın kuzeyindeki Kıyıköy yerleşim alanında 4,0 büyüklüğünde ki iki depremi değerlendiren Ersoy, “Bu deprem Kuzey Anadolu Fayı Zonu’nun en batısı ucunu oluşturur. Bu bölgede Kuzey Anadolu fayı birkaç kola ayrılır. Bu fayların Saros Körfezi’nde kollara ayrılması sonucu orta kısım çökerek Saros Körfezi’ni oluşturmuştur. Bu fay zonunun güneyinde yer alan Gökçeada ise bu fay hareketleriyle yükselmiş bir yükselim alanıdır. Morfolojisini fayların ve depremlerin yarattığı tektonizmaya borçlu olan Gökçeada’nın kuzey kısmı bu yüzden daha sarp araziye sahip olup, kıyıları aktif faylarla kesilmektedir. Söz konusu 30 Temmuz 2013 tarihli deprem, kara üzerindeki Tepeköy-Kuzu limanı arasındaki güncel fayların biri üzerinde gerçekleşmiş olabilir. Bu bölgede, 11 Ocak 2013 tarihinde Gökçeada’nın 55 kilometre açıklarında saat 02.30’da yerin 9 km altında, 4,6 büyüklüğünde orta şiddette bir başka deprem daha meydana gelmişti” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Şükrü Ersoy şunları söyledi: “Marmara denizini doğu batı yönü boyunca kesen Kuzey Anadolu Fayı, batıda Çanakkale üzerinde karaya çıkar ve oradan Saros körfezine uzanarak tekrar denizin altına girer. Tekirdağ çukurunu Saros çukuruna bağlayan ve Gelibolu yarımadasını kabaca doğu batı yönünde kesen Saroz-Gaziköy Fayı en son 1912 yılında bir M=6.3, ikincisi M=7.5 büyüklüğünde deprem oluşturan faylar iki aşamalı olarak kırılmıştır. Saroz-Gazipaşa Fay zonu üzerinde, 1965’de M=5.6, 1975’de M=6.7, 1985’de M=4.4 olmak 3 yakın tarihli deprem vardır. Gökçeada çevresinde 1354, 1744, 1875 tarihli başka depremler daha bulunmaktadır. Bu depremler 1912 yılında Saros ile Tekirdağ deniz çukuru arasında kırılan Kuzey Anadolu Fay zonu bu bölgeyi geçici bir süre için rahatlatırken kırılan fayın her iki ucunun olduğu bölgelere gerilim yüklemiştir. Bu depremler bu gerilim sonucudur. Teknik olarak beklenebilecek bir durumdur. Bu depremler yer kabuğunu kırma sınırları içindedir. Bu deprem bu bölgede yerkabuğunun stresini boşaltmamıştır. Tam aksine bu bölgenin depremsellik açısından tektonik olarak aktif olduğunu göstermektedir.”

“DEPREM BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR”

Türkiye’de olmuş depremleri değerlendiren Ersoy, “Görüldüğü gibi deprem kendisini unutturmamaktadır. Önlenemez deprem zararlarını azaltmanın yolu güvenli yapılar ve bilgili toplumdur. Jeolojik bir olay olan deprem zararları normal değildir. Deprem bir milli güvenlik sorunudur. Yapıların depreme karşı hazırlanmasında çok önemli bir proje olan kentsel dönüşüm projesi bir kurtuluş mücadelesi gibi partiler ve siyaset üstü ele alınmalı, gerçekleştirilmesinde yansız, dürüst, bilime ve mühendisliğe dayalı bir yaklaşım sergilenmelidir. Çünkü bir daha kentsel dönüşüm yapacak ulusal sermayemiz kalmayabilir”

Yayınlama: 26.05.2014
690
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.