Kaymakam Memiş, “Tarihi Miraslarımızı Değerlendireceğiz”

Kaymakam Memiş, “Tarihi Miraslarımızı Değerlendireceğiz”

TARİHİ MİRASLARIMIZI DEĞERLENDİRECEĞİZ

Geyve İlçesi Kaymakamı İlyas Memiş beraberinde Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü Atilla Vardar ile birlikte, İlçesin sayılı tarihi miraslarından olan ” Antakyalı Ali Efendinin Evi” ni ziyaret etti.

Halen evde yaşamakta olan mirasçılardan Turgay Erçelik tarafından karşılanan konuklar, evi gezerlerken hayranlıklarını gizleyemedi.

Kaymakam İlyas Memiş ziyaret sonrası kısa açıklamasında: ” Günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış böyle nadide eserlerin bakım ve onarımlarının yapılarak geleceğe taşınmaları için gerekenleri yapmaya çalışacağız.” Dedi.

Antakyalı Ali Efendinin Evi:

Evin 1910 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Ev su basman seviyesine kadar moloz taş duvar ile örülmüştür. Taş temel üzerine ahşap çatı tekniği uygulanmıştır.cephe ve iç duvarlar kerpiç dolgu üzeri ahşap kaplamadır.Kaplamanın üstü çamur ile sıvanmış ve kireç ile boyanmıştır. Bina içi kalem işi süslemeler ile neoklasik üslupla bezenmiştir. Ev, Kurtuluş Savaşı sırasında kısa bir süre askerlik şubesi görevini de üstlenmiştir. Kız Sanat Okulu olarak ta kullanılan bina, Saraçlı’lı Halil Erçelik’e satılmıştır. Halen oğlu Turgay Erçelik yaşamaktadır.

Antakyalı Ali Efendi;
Çarşıda bakkal dükkanı vardı. Sinan Bey Cami yapan heyette görev yaptı. Halk Evinde katiplik ve Ticaret Odası Katipliği yaptı. Eş Taraklı’lı.

Namık Cihan/Geyvemedya.com

ANTAKYALI ALİ EFENDİ EVİ TEZ ÇALIŞMASI

Geyve ilçesinde bulunan Antakyalı Ali Efendi konağı ile ilgili Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr Yusuf Çetin’in, Geyve bölgesindeki tarihi yapıları araştırıp, inceleyerek oluşturduğu “Sakarya ve ilçelerinde Türk dönemi sivil mimari eserler” konulu doktora tez çalışmasını sizlerle paylaşıyoruz.

Antakyalı Ali Efendi Evi
İnceleme Tarihi : Ağustos-2005
Yeri: Süleyman Paşa Mahallesi, İstanbul Caddesi No: 52’de bulunmaktadır

Tarihçe: Evin yapım tarihi ile ilgili bilgi veren yazılı bir belge yoktur. Ancak bugünkü ev sahibinin ifadesine göre ev Antakya’dan Geyve’ye göç eden Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra ev Ali Efendi’nin varisleri tarafından Halil ERÇELİK’e satılmıştır. Halil ERÇELİK’in ölümünden sonra ev oğlu Abdurrahman ERÇELİK’e, ondan da şimdiki sahibi olan torunu Turgay ERÇELİK’e kalmıştır. Turgay ERÇELİK, dedesi Halil ERÇELİK’ten duyduklarına göre ev inşa edildiğinde Halil ERÇELİK 10 yaşlarında imiş. Halil ERÇELİK 1990 yılında 90 yaşında ölmüştür. Bu anlatımlardan da anlaşıldığı kadarıyla ev yaklaşık olarak 1890’larda yapılmış olması gerekir. Zaten evin mimari ve süsleme özellikleri de bu bilgileri doğrular niteliktedir.

Plan: Yapı tescilli olmasına rağmen son derece bakımsızdır.382. Doğu-batı doğrultusunda planlanan ev, planı, mimarisi ve süsleme özellikleri bakımından Sakarya evleri içinde özel bir yere sahiptir. Yapıda özellikle plan bakımından Sakarya evlerinde pek rastlanmayan, alt katta “İç sofalı plan tipi” üst katta ise ”Dış sofalı plan tipi” uygulanmıştır. Çevre duvarları sonradan inşa edilen küçük bir bahçenin içinde yer alan eve güney-batı köşeden üç basamaklı taş merdivenle, dış tarafı iki parçalı ahşap kemerli eyvan şeklindeki bir girişle geçilmektedir.Yuvarlak ahşap kemerler biri bağımsız üçü duvarla bitişik ahşap direkler tarafından taşınmaktadır. Buradan çift kanatlı ahşap cümle kapısı bir küçük hole açılmaktadır. Kapının iki yanında ye alan birer pencere ile aydınlatılan bu holden bir kapı ile kuzeydeki odaya giriş sağlanmıştır. Bu bölümden ortadaki sofaya iki kanatlı ahşap bir kapı ile geçilmektedir. Ortadaki sofa dikdörtgen planlı olup alt kat mekânları iki yanına dizilmiştir. Doğu yönde üst kat merdivenlerine geçilen yuvarlak kemerli bir açıklık, depo ve tuvalet yer almaktadır. Batı yönde ise dışa taşkın, bir pencere ile giriş eyvanına, bir kapı ile de ara hole açılmakta olan büyük bir oda yer alır. Bu odaya ayrıca sofadan da bir kapı ile geçilmektedir. Batı cephesinde üç dikdörtgen pencerenin yer aldığı bu odanın kuzey cephesindeki iki dikdörtgen pencere sonradan kapatılmıştır. Bu oda, ara holden olan girişi, büyüklüğü ve iki yönden sokağı gören pencereleri ile evin baş odası olarak kullanılmıştır. Baş odanın doğu yanına bitişik olan ve orijinalde kiler veya sandık odası olarak kullanılan dar, uzun odanın içi sonradan değiştirilerek mutfağa dönüştürülmüştür. Mutfağın kuzey-doğusunda yer alan köşe odası da orijinalde mutfak iken değiştirilerek oda yapılmıştır. Bu odanın içinden açılan bir kapı ile arka bahçeye ulaşılmaktadır. Sofanın doğu duvarında yer alan iki dikdörtgen pencere sonradan kapatılmıştır.

Evin en çok onarım gören ve orijinal özellikleri bozulan bölümü giriş katıdır. Evin orijinal özelliklerini büyük ölçüde koruduğu üst katta alt kattan farklı olarak “dış sofalı plan tipi” kullanılmıştır.  Alt katı ile üst kat arasında bağlantıyı sağlayan merdivenden sonra ahşap bir kapı ile geçilen sofanın iki yanını mekânlar “L” şeklinde kuşatmıştır. Güney yönde sonradan kapatılan iki, batı yönden üç dikdörtgen pencere ile aydınlatılan sofa oldukça ferah ve aydınlık bir mekân etkisi bırakmaktadır. Sofanın doğu yönünde bir tuvalet ve kiler, kuzey yönde ise iki oda yer almaktadır. Bu odalardan kuzey-doğu köşede olanı, kuzey ve doğu cephelere üçer pencere ile açılmaktadır. Doğu cepheye bakan pencerelerden ikisi sonradan kapatılmıştır. Bu oda sonradan yapılan onarımlarla orijinal özelliklerini tamamen kaybetmiştir. Odanın güney duvarında çift kanatlı bir de gusül dolabı bulunmaktadır. Orijinal özelliklerini koruyan kuzey-batı köşedeki oda ise batı cephesinde iki, kuzey cephesinde yer alan üç adet pencere ile aydınlatılmıştır.

Malzeme ve Teknik:

Yapı subasman seviyesine kadar kırma moloz taş; üst katlar ahşap-karkas tekniğinde, iki katlı olarak inşa edilmiştir. Duvarlar bağdadî, üzeri saman katkılı çamurla sıvanmış ve pembe boya ile boyanmıştır. Üç omuz çatı alaturka kiremit ile kapatılmıştır. Duvar yüzeylerinde yer alan sıva yer yer dökülmüş, sonradan
bir kısmı onarılmıştır.

Dış cephelerini kaplayan sıvaların yer yer döküldüğü evin dikkat çeken cephesi girişin de yer aldığı batı cephesidir. Evin köşeleri ve pencere araları ahşap plastırlarla dikey şekilde bölünmüştür. Kaide kısımları kademeli bir şekilde daralan plastırların üzeri yivlidir. İki katı ayıran ve hafif dışa taşkın yatay ahşap plastır ile cephede yatay dikey denge sağlanmıştır. Batı cepheye alt katta üç, üst katta beş olmak üzere toplam sekiz adet pencere yerleştirilmiştir. Dikdörtgen formlu pencerelerin etrafları ahşap profillerle çerçevelenmiştir. Alt profiller köşelerde kademeli küçük konsollarla desteklenmiş olup pencerelerin üzerleri üçgen alınlıklarla sonuçlandırılmıştır. Alt kattaki üç pencere dışa bombeli şekilde taşan demir şebekeli kafeslerle teşkilatlandırılmıştır. Güney batı köşede yer alan eyvan biçimli girişin cephesinde yer alan biri dar biri geniş iki yuvarlak ahşap kemer, iki ahşap direk tarafından taşınmaktadır. Dar saçakları tutan oymalı furuşlar, batı cephede yer alan plastırlarla bütünlük sağlamaktır .

Evin diğer cepheleri oldukça yalın ve bezemesiz olup basit dikdörtgen çerçeveli pencerelerle hareketlendirilmiştir.

İç mimaride zemin kat onarımlarla orijinal özelliklerini kaybetmiştir. Üst kat duvarlarını süsleyen kalem işi süslemelerin benzerleri bu katta da bulunurken sonradan üzerleri beyaz badana ile tamamen kapatılmıştır. Bu katta üst kata çıkılan merdivenlere açılan ahşap yuvarlak kemer ile yanında yer alan üstü camekânlı, altı kapaklı dolap orijinal yapıdan kalmıştır. Alt kata göre orijinal özelliklerini daha çok koruyan üst katın kuzey-doğu odasında bulunan çift kapaklı ahşap gusül dolabı da orijinaldir.

Süsleme:

Süsleme bakımından dikkati çeken ilk yer çift kanatlı giriş kapısıdır.Aynalı ahşap kapının üzeri etrafları kademeli silmelerle çerçevelenmiş panolara bölünmüş olup, ortadaki panoların göbeğine birer kabara yerleştirilmiştir. Kapının üzeri üçgen bir alınlıkla sonuçlandırılmıştır.

İç mimaride evin orijinal süslemelerinin asıl görüldüğü yer üst katıdır. Sofa ve kuzey-batı köşede yer alan oda tavanlarındaki ahşap süslemeler, duvarlardaki kalem işi süslemeler oldukça dikkat çekicidir.

Oldukça geniş ve gösterişli olan sofanın tavanı ahşap çıtakâri tekniğinde süslenmiş olup, yüzeyi tavan göbeğinde yedi kollu bir yıldız motifinin etrafında gelişen sekiz kollu yıldız motifleri ve bunların aralarına yerleştirilmiş uçları sivriltilmiş haç motiflerinin oluşturduğu bir kompozisyon ile kaplanmıştır. Çıtaların dış yüzeyleri ve göbekte yer alan yıldız motifleri altın yaldız boya, zemin ise krem renkli yağlı boya ile boyanmıştır. Böylece tavanda renkli fakat duru bir süsleme elde edilmiştir.

Sofanın duvarları kalıp kullanılarak Neo-Klasik üslupta kalem işi motiflerle süslenmiştir. Doğu ve güney duvarlarda bir, kuzey duvarında iki pano halinde yer alan kalem işi süslemeler oldukça renkli ve gösterişlidir. Duvarlar tavana yakın kısımdan altın yaldız renkteki konturlarla çerçevelenmiştir. Çerçevelerin duvar ortası ve köşelerine denk gelen kısımları burma şeklinde sonlandırılmış, ortalarına çiçek motifleri yerleştirilmiştir. Mavi zemin üzerine kırmızı konturlarla çerçevelenen panoların ortalarında kıvrık dal ve natüralist bitki motiflerinden meydana gelen madalyonlar, köşelerinde ise aynı karakterde bitkilerin oluşturduğu çeyrek madalyon motiflerinden meydana gelen bir kompozisyon bulunmaktadır. Köşelerdeki çeyrek madalyonlar sapları uzatılmış stilize bitki dalları ile birbirine bağlanmışlardır. Kırmızı, sarı, mavi, yeşil ve mor renklerin kullanıldığı panolar çok gösterişli olup bakımsızlıktan yok olmak üzeredir .

Sofanın güney ve doğu duvarlarında yer alan pencerelerin etrafları da kalem işi konturlarla çerçevelendirilerek panolarla uyumlu hale getirilmiştir. Sofanın kuzey yönünde yer alan odalardan kuzey-doğuda olanı tamamen yenilenmiş olup duvarlardaki kalem işleri badana ile kapatılmıştır. Kuzey-batıda yer alan oda ise tavan ve duvar süslemeleri orijinal özelliklerini korumuştur. Odanın tavanı sofanın tavanına benzer bir kompozisyonla çıtakarî tekniği ile süslenmiştir.

Duvarlar ise salondaki kalem işi süslemelerden farklı bir kompozisyon ile ele alınmıştır. Duvarların en üstü tavana yakın yerde, üzerinde Rokoko tarzı bitkilerin oluşturduğu dalgalı bir kuşak çevrelemektedir. Duvar yüzeylerine ise kademeli konturlarla çerçevelenen panolar yerleştirilmiştir. Kare panoların ortaları krem rengi zemin üzerine mor renklerle sonsuzluk prensibine uygun olarak düzenlenmiş, eksene göre kaydırılmış haç çiçeği motifleri yerleştirilmiştir. Köşelerinde ise geometrik formlar içine yerleştirilmiş rumî ve pâlmet motifleri yer almaktadır. Bu motifler elips biçimli formlarla birbirine bağlanmışlardır. Elipslerin içi sarı zemin üzerine ebruyu hatırlatan süslemelerle doldurulmuştur. Panoların dışında açık mavi zemin üzerine koyu mavi renkle yapılan çiçek motifleri dış çerçeveyi oluşturmaktadır .Duvarların alt kısımları ahşap bir pervazla sınırlandırılmış olup iç kısımlarınasarı ve krem rengi boyalarla yalancı mermer görünümü verilmiştir.Evin süsleme bakımından dikkat çeken bir diğer özelliği de pirinç kapı kolları ilekapı kilitleridir. Pirinçten yapılmış zarif kapı kollarının ortaları burmalı olup uçları bitki motifleri ile sonuçlandırılmıştır.

Kapı arkasında yer alan kilit sisteminin alt ve üst uçları palmet şeklinde sonuçlanmaktadır. Kilidin benzerleri bölge evlerinde yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır .

Antakyalı Ali Efendi Evi tüm ilgisizliklere rağmen Osmanlı mimarisinde XIX. yy. sonunda karşımıza çıkan Neo-Klasik akımın etkilerini bünyesinde taşıyan bölgedeki nadir sivil mimari örneklerden birisi olarak günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Yayınlama: 16.02.2017
Düzenleme: 20.02.2017 16:18
1.696
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.