İyi İnsan Olmak Aptallık Mı? 

Berzah Güneş Kimdir? Yakın Doğu Üniversitesinde öğretim görevliliği yapmaktayım. Uzman Klinik psikoloğum. Aslen Sakarya'lıyım.

    İyi İnsan Olmak Aptallık Mı? 

    Başlık iddialı görünebilir ancak çoğu insanın günlük hayatında gördüğü ama çoğu zaman isimlendirip formülize edemediği davranışlar bunlar. Belki bu yazıyı okurken, çoğunuz bu insanları hatırlayacaksınız ya da belkide en kötüsü, bu davranışları kendinizde göreceksiniz ve üzüleceksiniz. 

    Doğru insan olabilmek ve varlığımızın hakkını verebilmek için insanın hem kendisini hem de çevresini arada bir de olsa dikkatle izlemesi ve mantığa ve vicdana ters kalan hareketleri ve arkasındaki nedenleri anlaması gerektiğine inanıyorum. Dün doğmadık değil mi? 

    Bu dünyada insanı en çok yalnızlaştıran şeyin kişinin iyi bir insan olmaya çalışması olduğunu gördüm. Başkalarını düşünmek ve onlar için iyi şeyler yapmanın bu dünyada bir karşılığının bulunması çok zor. Herkes böyle değil, haklısınız. Onun için imkansız demedim. Yapılan bir iyilikten karşılık beklemek meselesi kişiye göre farklılık gösterir. Ama burada çoğu insana göre değişmeyen tek karşılık ise iyilik yaptığınız insandan samimi bir güler yüz görmek. Garip olanın ise insanların duygularında bile ne kadar da cimri olduğuna şahit olmak. Nice insanlar görüyorsunuz ve sanki kendilerine yapılan iyilikler onların hakkıymış gibi bir inanış ile yaşıyorlar. 

    Ne kadar acı ki merhametli insanlar aciz ve zayıf, iyilik yapanlar enayi, çalışıp bir şeyler başarmak isteyenler hayalperest, başkasının hakkını savunanlar hain… Bunu daha ne kadar sayarım emin değilim. Ya da bu iğrenç fikirleri tespit bile yapıyor olsam burada tekrarlamak ne kadar istenir ki? Ama bu tarz fikirlerin en az bir tanesine sahip olan milyonlarca insanı görünce, bir insanı en çok yalnızlaştıran şeyin ‘iyi insan olmak olduğunu’ bir kere daha tekrarlamak istedim kendime. Eski zamanlar demekle dünya üzerinde tam olarak hiç bir zaman sahip olmadığımız güzel günlere ve insanlara özlem duyarken, insanlık her geçen gün yerin dibine daha çok girmeye devam ediyor. Dün açlık ve kılıçlar arasında can veren insanlık, bugün de sahip oldukları arasında yaşadığı yalnızlığı altında can çekişiyor. 

    Bir insana kalbiniz de oturacağı bir sandalye koymak istediğinizde kalbinizin zeminini hiç düşünmeden bir kamyon eşya ile gelmek istiyorlar. Kendisine sunulan iyilikleri sımsıcak bir yardım eli olarak görmek yerine, menfaat kapısı olarak algılıyorlar bazen. Sonrasında ise bu eli koparırcasına çekiyorlar kendilerine. Kabarmış iştahı, el koptuğunda hem kendisine hem de elin sahibine zarar vereceğini unutturuyor. Dolayısıyla iyilik yapan ile iyilik edilen arasında yıllarca bulunması gereken saygı, hürmet ve sevgi bağları daha hiç kurulmadan kopmuş oluyor. Toplumların dikte ettiği sevgi ve hürmet anlayışları, ben özgürüm ve istediğimi yaparım, herkes bana borçlu… gibi temelsiz ve katıksız anlayışlar altında can veriyor. 

    Bitirirken, hayatta sadece sorunlara odaklanmak çözüm getirmiyor demek istiyorum. Sorularımızın cevaplarını bulmak zorundayız. Bunun için cevaplar hakkında düşünmek ve karşılaştırmamızı bu sorunları hayatlarına amaç edinenlerin sonlarına ve en başlarına bakmak gerekiyor. Bu yazı sizlere eminim şunu hissettirecektir; ‘demek ki herkes aynı şeyleri yaşıyor…’ Kendinize odaklandığınız, kendi içselliğinize dönüp, en çok kendinize iyilik yapmanızı diliyorum…  

     

    Yayınlama: 23.01.2019
    Düzenleme: 30.01.2019 15:52
    1.744
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

    Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
    1. emre dedi ki:

      gerçekten çok güzel ve özenilmiş bir yazı hiçbirşey anlamadım.