Geyve’de Bayram Sabahını İple Çekerdik

Fatma Dişli kimdir? 1972 yılında Sakarya ili, Geyve ilçesi, Alifuatpaşa kasabasında doğmuştur. Cumhuriyet ilkokulu ve ardından Alifuatpaşa ortaokuluna gitmiştir. İstanbul’da Çamlıca kız lisesi, sonrasında İstanbul üniversitesi, İngilizce İşletme fakültesini bitirmiştir. 2013 yılında İngilizce işletme yüksek lisansı yapmıştır. Halen İstanbul’da, Hazar Eğitim kültür ve Dayanışma Derneğinde gönüllü olarak,sosyal sorumluluk faaliyetlerinde çalışmaktadır. İki kız çocuğu annesidir. e-mail:[email protected]

    BAYRAMLIK

    fatma-bal-geyvede-bayram-sabahıBayramları, bayram sabahlarını çocuklardan daha hevesli, daha heyecanlı bekleyen başka birileri yoktur herhalde. Bayram demek, bayramlık demekti çünkü… Şimdinin çocuklarına bayramın çok da bir şey ifade etmemesi, bayramlık nedir bilmiyor oluşlarından olabilir mi acaba! Ne de olsa zamane çocuklarına artık her gün bayram…

    Onların bizler gibi bayram beklemesine gerek yok ki! Ne zaman isteseler, ister ihtiyaç olsun ister olmasın, giymek istedikleri ne varsa analar babalar ne yapıp edip alıyorlar. Yeri geliyor çok çalışıyorlar, yeri geliyor kendi ihtiyaçlarından kısıyorlar, yeter ki çocukları başkalarından eksik kalmasın. Yeter ki başkalarının giydiğine özenmesin…

    Bu yüzden de bayramlık almak, bayrama özel bir kıyafete sahip olmak, onlar için olmazsa olmaz değil. Oysa bizim için öyle miydi? Bayramdan bayrama güzel kıyafetlere sahip olan bir nesildik biz. Ailen ister varlıklı olsun, ister kıt kanaat geçinsin, 35 yıl önce Geyve’de durum böyleydi. Burada bir hakikatin altını çizmekte de fayda var. O zamanlar; çocuklar, yaşanan çocukluk az çok eşitti. Kimsenin başkasının yediğinde giydiğinde gözü yoktu, şimdiki gibi…

    Bayram sabahını iple çekerdik. Yeni giysimize, yeni ayakkabımıza bakmaya doyamazdık, üzerine toz bile kondurmazdık. Sabah olup da bayramlıklar kuşanılıp, ev halkıyla bayramlaşıp, sonrasında komşulara el öpmeye gidip, torbamızı şekerle doldurduk mu değmeyin keyfimize… Şekeri severdim sevmesine de ben en çok hediye verilen mendilleri severdim. Bir torbam şeker, bir torbam mendil dolardı.

    Nasıl güzel mendiller… Kenarlarında renk renk desenler… Kullanmaya kıyamazdım hiçbirini. Ama bizim zamanımızda ilkokula mendille gitmek zorunlu olduğu için, hatta sabahları sınıf başkanı tarafından kontrolü bile yapıldığı için, mecburen bir kaç tanesini okul için ayırır, gerisini saklar, ara sıra çıkarır bakardım her birine.

    Şimdi, nerede öyle güzel mendiller! Mendil satan yer kaldı mı acaba? Kâğıt mendiller hayatımızın her alanında artık. Elbette gerekli de. Ama bir şey hayatımıza girdi diye, diğerinin çıkması gerekiyor mu ondan emin değilim işte! Tıpkı bayramlığın çocukların dünyasından çıkması, değerini yitirmesi gibi…

    Bayramlık giymeden bayram olur mu? Ya mendil toplamadan? Gelin görün, özellikle büyükşehirlerde kaç çocuk kaldı ki bayramda bayramlık giyen, komşuların kapısını çalan, el öpen? Şeker, mendil toplayınca sevinçten havalara uçan? Çocuklar şekere doymuş, mendil zaten ne ola ki…

    Sevinçlerinizin bol olduğu bir bayram geçirmeniz dileğiyle, Bayramınız Mübarek Olsun…

    FATMA BAL

    Yayınlama: 02.07.2016
    Düzenleme: 05.07.2016 00:32
    764
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.