Orda Bir Köy Var,Orası Benim Köyüm.İşte Alıplar Köyü

Erdinç TUNA Kimdir? 1968 yılında Geyve ilçesinde doğdum.İlk ve ortaokulunu Geyve’de okuduktan sonra liseyi Sakarya End. Meslek ile Fatih Endüstri Meslek Lisesinde birlikte tamamladım. Daha sonra Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ile devamında Ziraat Bölümünü bitirdim. Meslek hayatıma 1988 yılında TZDK traktör fabrikasında başladım. Daha sonra Karayolları, ile Adalet Bakanlığındaki çalışma döneminden sonra Sakarya İl Özel İdaresinde Ziraat Teknikeri olarak görevime devam ediyorum.Evli ve iki çocuk babasıyım..

Herkesin doğduğu köyü mahallesi vardır hafızasında..


Her ne kadar ekmek, aş, iş durumuna göre başka yerlere göç edilse de  ilerleyen yıllarda köyü için, adını duydukça yüreği bir serçe kuşunun heyecanı gibi atmaya başlıyor insanın.

Ahmet Kutsi Tecer Üstadımız bir şiirinde sanki bunu içinde hissederek o kadar güzel anlatıyor ki…

Orda bir köy var, uzakta

O köy bizim köyümüzdür.

Gezmesek de, tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür..

Bugünkü hikayemiz işte bu köylerden biri..


Orda bir köy var uzakta

O köy benim köyüm

Gezmesek te tozmasak da

O Köy benim köyüm..

Burası Alıplar Köyü..


Geyve’den 8 km. uzaklıkta son nüfus sayımlarına göre 77 kişi yaşayan belki gözlerden uzak ama yüreklerde yaşayan bir köy orası..

Çoçukluğumun bayramlarında merhum Kasım Hocaefendisi( Allar Rahmet Eylesin ) ile cemaati almayan camisi bizleri karşılıyor köye girdiğimizde..

Önce duraksıyor insan…

Hey gidi günler diyorsunuz, geçmişinizi şöyle bir film şeridi gibi kısaca hatırlıyorsunuz….

Kısa bir sessizlikten sonra sizde alışıyorsunuz köyün havasına yaşantısına..

Köye vardığımızda kıymetli Muhtarımız Mustafa Atıcı bizi traktör tepesinde karşılıyor..İşlerinin yoğun olduğu bir mevsimde gittiğimiz Alıplar da köy meydanında tavuk,horoz,köpekler bol ama yaşayan insanlar herkes tarlasında işinin mahsulünün peşinde..

Muhtarımızdan rica ediyoruz bizi şöyle Alıpların özelliklerini anlat daha doğrusu bize köyde ne yapılır ne edilir ne yenir diye…

Muhtar hafızalarda yer alan

“İki Küfe kelem indirir kendini tüccar sanır Alıpların Adamı”

sözünü sanki bize hatırlatarak artık Alıplarda değişik mahsullerin yetiştiğini, Beyaz lahananın merkezi olan Alıplar’ın kendini aşarak diğer mahsulleride ürettiklerini söylüyor.

Bunlardan örnek isterseniz, Çilek, Altın Çilek, Fındık,Domates,Fasulye, aklınıza ne gelirse Köyümüzde yetişmeyen mahsul yok diyor.

Ancak bu üretimler esnasında sıkıntılarının olduğunu bunlardan en önemlisininde su olduğunu , bu sorunuda  köylerine Gök Gölet mevkiine gölet yaparak çözmek istediklerini  söylüyor..


Köylerinin orman ağırlıklı köy olduğunu söyleyen Muhtar Mustafa Atıcı; projesi onaylanıp yapılacak gölet’in aynı zamanda kritik zamanlarda orman yangınları içinde kullanılabileceğinden çok yararlı olacağını ve bu isteğimizi yetkililere ilettiklerini ancak şu ana  olumlu bir sonuç alınamadığınıda söyleyerek yetkilililere sitem ediyor.


Muhtarımıza Bu kadar sohbet yeter diyerek yetiştirilen ürünleri yerinde görmek istediğimizi söylüyoruz.Muhtarımız derhal diyerek bizleri önce kendi elleri ile dikip yetiştirdiği çilek bahçesine götürüyor..

O ne muhteşem görüntü ama…Yemyeşil Ormanlığın eteklerinde ucundaki kırmızı boncuklar gözüküyor çileklerin..

Kızım İrem ile yeğenim Talha şaşırıyor adeta…

 

Çilek tarlasından sonra köyde gezmeye devam ediyoruz.

 

Herkes köyde ama evlerde kimse yok…Genci ile yaşlısı ile tarla olmuş köylünün ana vatanı …

PTT’de çalışıp Rahmetli olan  babam ve amcamdan  sonra Ömrünün 30 senesini yine PTT de geçirdikten sonra hayattaki tek büyüğüm olan  Amcamın yanına gidiyoruz..

Evet Bu Kani TUNA…

Amcam bizi tarlada karşılıyor..Huylu huyundan vaz geçer mi?  Geçmez Tabi..

Amcam yine bir dinamo gibi (Maşaallah-Allah Nazardan saklasın )Yengemle birlikte  kışlık odun ihtiyacını karşılamak üzere kesilen odunları traktör kasasına atıyordu.

Yengemin elini öperek Kolay Gelsin dedim..Ama amcam hadi odunların başına bakayım dedi..Tabi Kırmak yok..

 

İşte Amcam bu..

 

Sanki…

 

“Durmak Yok Yola devam diyor”du..


Bahçedeki erik-kavun-domates-mısır nevale ne varsa toplayıp sanki Bayrampaşa Sebze haline giden araçlar gibi zamanın meşhur reno 12 torosuna yüklediğimizde büyüklerin tarla bereketi deyimi aklımıza geliverdi..

Evet Aracımız dolmuştu..Tamamen doğal ve organik..

30 senelik öğretmenlik hayatından sonra köye ufak bir ev yaparak yarı hayatını burada devam eden Fahri Yüksel Hocam aynı zamanda  eniştemin sarayına doğru gidiyoruz.

Vardığımızda mis gibi havadar bir yerde yeşilliğin eteklerinde bir ev görüyoruz.Ufacık bir yer olabilir..

Değeri bir malikane fiyatıdır diyor eniştem…Hayatıma bir renk katıyor diyor burası..Abdestini alıp hayrını gör diyerek Halamın yetiştirdiği ürünlerin yanına geçiyoruz…

Bahçe de yok yok..

 

Organik, doğal ne derseniz deyin..

 

Domates-Biber-Kabak-Eriğin her türlüsü,Buz gibi soğuk su,

Eriklerin pestilide güneşin ışıkları karşısında altın gibi parlayarak sanki ben burdayım diyor..

 

Bir de yeni neslin ürünleri var bahçede..

 

Onların görüntüsüde harika..

 

Pepino ve altın çilek..

Köyün havası bu ürünlerin yetişmesine müsait…Halamın da ellerinden öperek bahçeden ayrılıyoruz..Köye dönüşte Dangillerin Osman Abimizi görüyoruz..Yiğit lakabı ile anılır derler ya..osman abimizde öyle..Geyve tekel emeklisi yaşantısını köyde devam ettiriyor..

Bahçesine baktığımızda Alıplar’lıların altını olan Kelemleri görüyoruz..Sanki içime titreme geldi..Kelem benliğimize işlemiş..Genimizde var işte..dedim aklıma hemen kelemin beyaz takozu geldi..Olsada yesem dedim.

Osman abimizin bahçesinde meşhur altın çilekleri görüyoruz..

 

Çok tutulan ve şu anda..Sosyetik mekanlarda bulunan Altın Çileğin köyümüzde olması insana gurur veriyordu.Daha çok gidecek yerimiz var diyerek osman Abimizin yanından ayrıldık.

Günebakanların harman yerinde dövülmesine giderken yolda giderken Zeki Amcamızı gördük..

Fındıkları toplamış, dış kabuğunu ayırmış kuruması için yere  sermiş.Zeki Amca ne haber nasılsın diye sorduğumuzda yüzündeki kıvrımların arasından gözlerindeki sevecenlikle hoş geldin be yavrum diyerek bizleri köyde görmenin heyecanını yaşıyordu..Buralara gelin atalarınızı yalnız bırakmayın diyordu.

 

Akşam saati yaklaşırken artık Aydoğdu nun harmanlandığı harman yerine geçtik.

 

Ne kadar muhteşem bir görüntü..

 

Her yer Aydoğdu kafası..

 

Hani biz çıt çıt çıtlatıyoruz ya..

 

İşte o Aydoğdu’nun hikayesinin başlangıç yeri burası..

Çoluk çocuk yaşlısı genci ile köylü bir araya gelmiş. Harman yerinde aydoğduyu sopalarla döverek kafadan ayırmaya çalışıyorlar..

 

Biz de boş durmadık , aldık elimize sopaları bizde köy imecesi yaparak çalışmaya başladık.

Yavru Köpeğimiz bile çalışıyordu..Bizim yabancı ama Köylüsü olduğunu eminim oda anlamıştı..Çünkü bir an olsun yanımızdan ayrılmadı.

Artık Güneş batmak üzere idi..

O kadar dolaştıkki karnımız acıkmadı desek yalan olurdu..

Amcamın evine geçtik koltuklara oturduğumuzda yorulduğumuzu anlamıştım..Ama ne kadar yorulsak da yaşadıklarımız gördüklerimiz bu yorgunluğa değer di.

Akşam yemeğinde Yengem ve kızının  elinden hazırlanan mis gibi yemeğimizi yedikten sonra ayrılış vakti gelip çatmıştı bile.

Zor da olsa büyüklerimizin ellerinden öperek en kısa zamanda görüşmek umudu ve temennileri ile orada bir köy var o köy benim köyüm diyerek Alıplar’dan ayrılıp bir başka güzel köyümüzde buluşmak üzere selam ve saygılarımı sunuyorum..

Erdinç TUNA-Geyvemedya.com

NOT:Resimleri büyütmek için üzerine tıklayınız


 

Yayınlama: 14.10.2011
Düzenleme: 01.10.2014 19:59
7.445
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

Ziyaretçi Yorumları - 5 Yorum
  1. Fahrettin KESKİN dedi ki:

    İŞTE ALIPLAR IN YAKIŞIKLISI.İŞTE BU BENİM KÖYLÜM. BİR KÖY BİR HİKAYE OLARAK ANCAK BU KADAR GÜZEL ANLATILABİLİR. SAĞOLASIN KARDEŞİM.KÖYE HİÇ BU GÖZLE BAKMAMIŞTIM.OOOOOOF OFFFFFF YİNE YÜREĞİM DARALDI.İÇİMDE BİR HASRET SANCISI YİNE YİNE BAŞLADI.

  2. Erdinç bey “Haber ve Fotoğraflar” harika. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Selamlar.

  3. BEN ALIPLAR KÖYÜNDEN FİKRET KESKİNİN TORUNUYUM. BİZİM KÖYÜMÜZ OLAN ALIPLAR KÖYÜNÜ GEYVE MEDYA DA GÖRMEK BİZE ÇOK MUTLULUK VERDİ GEYVE MEDYA’YA ALIPLAR KÖYÜNÜ KOYDUĞUNUZ İÇİN EMEĞİ GEÇEN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM…

  4. hasan dedi ki:

    Erdinç Bey Çok Çok Teşekkürler.Durmak yok.

  5. faruk dedi ki:

    benimde anneannem alıplar köyünde oturuyor biz kardeşimle beraber yaz tatilinde köyümüze gidiyoruz ve çok seviyoruz hiç ordan ayrılmak istemiyoruz
    resimleri görünce oradaymışız gibi olduk emeği geçenlere teşekkür ediyoruz
    furkan faruk