GÖZLER Gözler Bazen yeşil, bazen siyah, Bazen dilden dökülen âh, Bazen hüzzam, bazen segâh, Nağme olur dilde gözler. Kadehte lâl rengi şarap, Gönülleri eder harap, Mecnunlara sonsuz serap, Leylâ olur çölde gözler. Aşkın duyulmamış sözü, Aslı’nın, Şirin’in özü, Tutuşturur sönmüş közü, Ateş olur külde gözler. ...
24.09.2013
0
1.456
ÖZÜMÜZ BİZİM Özümüz Bizim Sormayın ey erenler, nereyedir bu gidiş, Cânânın diyârına dönmüş yüzümüz bizim. Vuslata vesiledir âleme veda ediş, Sevdanın ummanına düşmüş özümüz bizim. Varda yokluk melâli sarınca bu serkeşi, Zindan saydık mehtabı, gece bildik güneşi, Düşeli gönlümüze kutlu sevda ateşi, Goncanın yaprağında tüter közümüz bizim. ...
BİSMİLLÂH Bismillah Hakk’ın ateşiyle yanmışsan dostum, Ölüm, ölümsüzlük Bismillah’ıdır. Badeyi içip de kanmışsan dostum, Ölüm, ölümsüzlük Bismilâh’ıdır. Uzatmışsan gariplere elini, Kem sözlerden sakınmışsan dilini, Çağlatmışsan gözlerinin selini, Ölüm, ölümsüzlük Bismillâh’ıdır. Hak için dökmüşsen gözün yaşını, Paylaşmışsan iki lokma aşını, Dosta uçurmuşsan gönül kuşunu, Ölüm, ölümsüzlük Bismillâhıdır. ...
BİR 30 AĞUSTOS Kİ Murad Hüdavendigâr’ın Şehid edildiği topraklarda, Balkanların kanayan yarası, kaynayan kazanı Kosova’dayız. Prizren’de, Doğru Yol Derneği’ni ziyaret edeceğiz. Doğru Yol Derneği Türklerin kurduğu ve çok eski bir dernek. 1951 yılında kurulmuş. Tam bir kültür ve sanat derneği. Kosova Türklüğünün gurur kaynaklarından birisi . elbet bizim de. Geleceğimizi biliyorlar...
GERİDE KALAN Geride Kalan İki damla düştü gözlerimden gurup vakti, Ve kanadı deniz. Yorgun çizgiler indi sulara, Her dalga, vurgun yemiş yüreğimden bir iz… Martılar dillendirdi hasretimin sesini Çığlık çığlık, avaz avaz. Dalgalar serildi kumların ayaklarına, Her köpükte bir niyaz… Altın köprüler kurdu mehtap Semadan suya, Ninniler...
HASTAHANE KORİDORLARI Hastahane Koridorları Gönülden kulak ver, neler anlatır Ah şu hastahane koridorları. Buz tutmuş kalpleri bile ağlatır, Ah şu hastahane koridorları. Yan yana oturur yaşlısı, genci, Bir umut uğrunda hepsi dilenci, Sağlıklıysa, gör ondaki sevinci, Ah şu hastahane koridorları. Sıraya girilmiş vaktin köründe, Kuyruklar upuzun kapı önünde,...
GÜL GÖNÜLLÜ İNSANLAR Bize ne oldu böyle bilemiyorum. Bir bencillik, bir neme lazımcılık sarmış etrafımızı, bir benlik kaplamış içimizi ne yazık ki. Tok, açın halinden anlamıyor, komşunun komşudan haberi yok. Yan yana iki kapının birinden cenaze çıkarken diğerinde düğün yapılabiliyor. Biz böyle değildik, inanın değildik. Neler kaybettik böyle, bu kadar...
DAVULCULARIN ÇİLESİ Her Ramazan gelişinde büyük bir mutluluk, biraz hasret, biraz da o günlerin ve güzelliklerin burukluğu kaplar içimi. Yatağın baş ucuna konan bayramlıklar, yarı uykulu bayram namazları ve elde poşetlerle kapı kapı gezilerek toplanan bayram şekerleri sisler arasından yavaşça geçer gözlerimden ve yüreğimden. Bir de yaz Ramazanları ve davulcular…...
YİĞİT CAN YİĞİT CAN Helâlinden olsun ekmeği, suyu, Her sofraya oturulmaz yiğit can. Mert olmalı buyur edenin soyu, Her sofraya oturulmaz yiğit can. Yetim hakkı konmamalı tabağa, Mazlumu soyarak olunmaz ağa, Haram yiyip girme kara toprağa, Her sofraya oturulmaz yiğit can. Tuzu besmeleyle atılmış mıdır? Aşa alın teri...
ELİF OLMALI ELİF OLMALI Dost yurdundan selam getiren yelin, Özü Elif, sözü Elif olmalı. Vuslat ummanına götüren selin, Özü Elif, sözü Elif olmalı. Ahirden muştular veren evvelin, Hazan vurup daldan düşen gazelin, Gönlümüzde otağ kuran güzelin, Özü Elif, sözü Elif olmalı. Kabuğundan azâd olmuş özlerin, Yakmayıp goncaya...
Açılan’dan Bir Başarı Daha… Geyve Orta Okulu Türkçe Öğretmeni, haber sitemiz gönül dostu Şair İbrahim Açılan, bir başarıya daha imza attı. İstanbul Ümraniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Serbest” konulu 9.Geleneksel “Aruz – Hece – Serbest” şiir dallarındaki yarışmaya,”Aruz” dalında katılan İbrahim Açılan 3. oldu. Açılan kısa...
NE MUTLU ( Yahya Çavuş ve silah arkadaşlarının aziz hatıralarına) Ey yiğit, gurur duy akan kanınla, Ay – yıldızla kardeş oldun, ne mutlu. Sahabeyi hayran kıldın şanınla, Muhammed’le yoldaş oldun, ne mutlu. Duydun, dara düşmüş cennet vatanın. Kanında şek vardır evde yatanın. Kemikleri sızlatılmaz atanın. Kara günde güneş oldun, ne...
KONUŞSAN / SUSSAN Sevdiceğim ne sus, ne bir şey söyle, Konuşsan ölürüm, sussan ölürüm. Yalnız gözlerinle muhabbet eyle, Konuşsan ölürüm, sussan ölürüm. Düşürme ne olur eller diline, Kat beni de sevdaların seline, İnsaf eyle bu garibin haline, Konuşsan ölürüm, sussan ölürüm. İçmem sunmadığın şarab-ı aşkı, Sen yoksan...
BANA NE (At, eyerden değerli olmalıdır / Mevlâna) Sabrın kutlu ipine çile dizilmiyorsa, Suallerde sırların sırrı sezilmiyorsa, İçinde “Ya Hu” deyip dostla gezilmiyorsa, Saraydan, kâşaneden, harabattan bana ne. Yusuf’un kuyuları makam bilinmiyorsa, Bir Şirin’in uğrunda bin dağ delinmiyorsa, Cânân el ettiğinde koşup gelinmiyorsa, Dilleri lal olmuşsa, Şehrazat’tan bana ne. Bir...
BİZ Kİ BİZDEN ÖTEYİZ Biz ki bizden öteyiz, ahvalimiz kim bile, Zemheride meyveye durur kuru dalımız. Dikene yâr demişiz, bakmayız gonca güle, Kovan, petek gerekmez, talan olsun balımız. Dikenlerin bağında bağban olmak dilerken, Gözümüzün yaşını bin şükürle silerken, Hüzzamlarla ağlayıp, hüzünlerle gülerken, Kutlu sevdadan gayrı kelâm etmez dilimiz. Pirlerin kapısında...
Sonraki sayfa »
Daha Fazla İçerik Yükle
Yükleniyor...