Ekonomi Siyaseti

1955 yılında Geyve'nin Kavak köyünde doğan Fikret Işık İlk Okulu Kavak köyünde Ortaokulu Geyve liseyi ise Sakarya Endüstri Meslek Lisesi motor bölümünden mezun olarak tamamladı. 1967 yılında Geyve ilçesine yeleşen Işık;1984 yılında Soğukhava İşletmeciliğine başlyarak Kavaklılar Soğuk hava Tesisleri ve Tavuk Çiftliği LTD ŞKT ni kurdu. 1996 yılında broyler tavuk çiftliklerini hizmete sokan Fikret Işık, son yıllarda donmuş gıdaya önem vererek - 18 derece şok muhafaza odalarını ilçemize kazandırdı . Evli ve 3 çoçuk babbası olan Işık; siyasi ve sosyal hizmetlerinin yanısıra ortaokul yıllarında M.T.Talebe birliği muhasipliği M.S.Partisi gençlik teşkilatı başkanlığı Refah Partisi kurucu ilçe başkanlığı İl genel Meclisi üyeliği İl daimi encümen üyeliği görevlerinde bulundu.

    EKONOMİ SİYASETİ

    Beşeri sistem yönetimlerde ülkelerini yönetmek isteyen siyasetçiler insan hayatının can damarı olan Ekonomi’ye değinmeden geçemezler.Bunu yaparken bazen eski söylemlerini unutarak yeni söylemler geliştirmeleri de bir gerçektir.

    Ekonomi sözcüğü anlatılırken değişik argümanlar kullanılır.Burada amaç toplum üzerinde yeni umutlar oluşturmaktır. Ülkeleri idare edenler yaptıklarını topluma hatırlatmayı benimserken idareye talip olanlarda bazen bunların yanlış olduğunu savunurlar.Burada amaç yapılan hizmetin doğru veya yanlış olduğunu ortaya koymak değil bu tezlere karşı söylem oluşturmak ve  toplumun önüne koymaktır. Tabi bu değerlendirmeyi toplum yapacaktır.

    Zamanında yapılan boğaz köprüsünü satma polemiği seçimlere damgasını vurmuştu.Bu gün olduğu gibi aynı görüş siyaseti gidenler o günde görüşlerini satmak üzere kurmuşlardı. Tabi bu hizmet alanında siyaset üretememekten mi yoksa kolay yolu tercih etmekmi oluyor bir muamma.O yıllarda boğaz köprüsü gözde hizmetlerdendi. Yine aynı görüş yapılan köprüyü satmayı söylem haline getirirken o günün siyasetçisi ÖZAL’da satamazsınız sattırmam tezini savunurdu. Bu günde aynı söylem ülkemize yapılan büyük yatırımlar  için söyleniliyor.O gün satmak olan söylem bu gün yıkmak olarak kullanılıyor.Onu yıkacağız bunu yıkacağız vs. Hani yapmak puan toplarda yıkmak ne kazandırır bunu da yine toplumun taktiri bilecektir.

    Eskiden ülke idaresinde Lâiklik öne çıkardı. O layık bu layık, yok laikliğe aykırı, yok lâiklik elden gidiyor, lâiklik öldü mü eskidi mi yoksa dolaba mı kondu ortalarda görünmez oldu . Gerçekten ülkemizde bundan da çok zarar gören insanlar olmuştur.

    Dünyada ekonomi nasıl yürüyor gelişmiş ülkeler nasıl yapıyor bakmak lazım.Hani atalarımız şöyle bir söz kullanırlardı.Birşey bilmiyorsan komşuna bak derlerdi.Tabi ülkelerde en güçlü olanlar ekonomiyi sevk ve idare eder görüşü öne çıkar.Bu güçte devletin kendisi olarak görülürdü.Zaman bu tezi de değiştirdi.Sebebi verimsiz sevk ve idare partizanlık kamu yatırımlarının zararı kalitesizlik vs..

    Bu gün ülkemizde hala buna takılan siyasetçilerimiz var.Aynı siyasetçiler o gün kara diyordu bu gün AK diyor. Bu ülkede bir makina profösörü çıkmış her ile bir fabrika yapacağız derken aynı siyasetçilerin temsilcileri alay ediyor gülüyor bu söylemi itibarsızlaştırmanın yollarını arıyordu.Erbakan eline kazmayı almış her gördüğü boş araziye temel atıyor söyleminin arkasına gizlenerek bu hareketi engellemek isteyen zihniyet bu gün fabrika kurmamız lazım diyor.

    Buna ne dersiniz?

    Dilendirilen diğer bir söylemde üretim ekonomisi.

    Üretimsiz bir devletin ayakta durması mümkün mü?

    Üretmek bir olgudur.Bunu yapamayan toplumlar ayakta kalamazlar.Dünyada bunun örneği olan ülkeler vardır.Üretimi olmayan bir ülkenin ihracatı olur mu? Bu günkü idareciler ihracatı şuradan aldık buraya getirdik tezini savunuyorlar.O zaman üretim oluyor ki ihraç ediliyor.Yoksa ihracattan söz edilemez.

    Biraz önce değindim ya üretim ya devletler eliyle veya özel sektör dediğimiz devletleşen kurumlar eliyle yapılır.Yine dünyaya baktığımızda bu iş nasıl oluyor. Uçakları, Tankları, Topları, Füzeleri, sivil alandaki diğer teknoloji hizmetleri kimler yapıyor.Bunların özel sektör şirketler tarafından yapıldığını görürüz.O zaman o ülkelerde ülkeyi idare edenler bir yerde üretim yapıyor.Üretime ortak demek.NASIL ülkenin ihtiyaçlarını üreten özel sektörün önünü açmak yeni iş alanları kazandırmak sektöre ortak olmak demek.% 18 kdv. % 25 kurumlar vergisi  % 43 her kobi işletmenin  ortağı demek. Buda üretim demek.O zaman biz sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir ekonomiye sahibiz. Üretim olsun ki tüketim yapalım.Birinin ürettiğini tüketirsek haksızlık ediyoruz demektir.Bir adam günde şu  şeyleri tüketse günde o şeylere eşdeğer bir üretim yapacak ki bunları tüketme hakkını kazansın ve tüketme belgesini alsın.Günün istediği zamanında tüketsin bunun fazlasını tüketmiyorsa birinin ürettiğini tüketiyor demek.

    Üretim tüketim dengesi budur. Toplumlar tüketmeye değil tükettiği kadar üretmeye özendirilmelidir.Üreten toplumlar kalkınır.Yoksa sadece tüketirsek miskin tembel bir toplum oluruz ki buda ülkenin felaketi demek.Bu gün dünyada bunun örneği ülkeler var.Ülke siyaseti yapılanlara destek vermeyi icap eder köstek vatana ihanettir.

    Her zamanki sözümü yine hatırlatacağım.

    GEÇMİŞİNİ bilmeyen, geçmişini HATIRLAMAYAN, ders çıkarmayan toplumlar, geleceğe güvenle bakamaz, geleceği inşa edemez.Ülke menfaatleri şahsi menfaatlerimizin önündedir önünde olmalıdır. Bu ülke bizim zarar görürsek hep beraber görürüz.

    Sözlerimi tamamlarken RAMAZAN bayramınızı tebrik eder saygı ve sevgilerimi sunarım.

    Fikret  IŞIK

    Yayınlama: 11.06.2018
    Düzenleme: 17.06.2018 00:37
    892
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.