”Çocuklarda korku ve nedenleri”

1984 yılında Sakarya/ Geyve'de doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Geyve'de tamamladım. Займы безработным без отказа на карту. Lisansımı Psikoloji üzerine KKTC Yakın Doğu Üniversitesi'nde tamamladım. Kısa bir süre Engelli Bireylerle çalışıp aynı zamanda da yüksek lisansımı ''Uygulamalı Klinik Psikoloji'' alanında Haliç Üniversitesinde tamamladım.Şu an Kocaeli'de özel bir hastanede danışan görmeye devam etmekteyim.

    ‘Çocuklarda korku ve nedenleri”

    emre aytekinPek çok aile “ Benim çocuğum çok korkak bir çocuk ” diyerek, çocuk korkusundaki sorumluluğu yalnızca çocuğa yüklemekte ve kendi paylarını düşünmemektedir. Çözüm noktasında ise, “Ne yaptıysak bir türlü korkmasını engelleyemedik “ diyerek çaresizliklerini dile getirmektedirler. Oluşmuş bir korkuyu giderebilmek gerçekten hiçte kolay değildir. Öyle ise üzerinde durulması gereken konu öncelikle korku oluşumunu engellemek olmalıdır.

    Bir hususu da vurgulamakta yarar var. Hiç bir çocuk korkak doğmaz; çeşitli deneyimler, çevrenin etkileri ve başkalarından görerek korkuyu öğrenir. Yani korku “ Öğrenilmiş bir durumdur “ O zaman çocuk korkusu üzerinde ebeveynler ve çevrenin çok büyük rolü olduğunu söyleyebiliriz. Doğuşta çocuğun korkuyu bilmediğini bir deneyimimle teyit etmek istiyorum. Yeni doğan bebekleri avucumun içinde ayaklarının üzerinde dik durmasını sağlayarak, odadan odaya dolaştırırım. Hiç birisi korkmayı bırakın gözünü bile kırpmaz. Ama aradan birkaç ay geçipte düşme ile ilgili deneyimler yaşadıktan sonra, düşme korkusu oluşur ve artık desteksiz ayakta durdurulmaya çalışıldığında hemen dizlerini bükerek korku tepkisi vermeye başlar.

    OLUMSUZ YAŞANTILAR

    Çocuk sobada elini yakarak, sıcak olan maddelerden korkmaya başlar. Bebeklik dönemlerinde yeni durumlarla karşılaşıldığında yetişkinlerin tepkileri çocuğu etkiler. Anne- baba ve çevredeki yetişkinler endişeli bir yüz ifadesiyle, jest ve mimiklerle onu izler; uyarılarda bulunur veya azarlayıcı davranırsa, çocuğun dikkati yapılan faaliyetten çok o kişinin tepkilerine yönelecektir. Böylece yeni durumlarla karşılaştığında endişe duymaya başlayacak ve bu giderek artacak, artık yeni kişi ve durumlarla karşılaşmak çocuk üzerinde endişe oluşturacak ve kaçınma davranışı ortaya çıkacaktır. ENDİŞELER Korkuya neden olan bir diğer faktörde endişelerdir. Endişelerin yol açtığı korkular, uykuya dalarken ve karanlık ortamlarda yaşanabilmektedir.

    ÖĞRENİLMİŞ KORKULAR

    Çocuğun başkalarının korktukları durumlara tanık olması, korkunun öğrenildiği durumlardır.Uçak veya gemiye binmekten korkan bir yetişkinin yanında bu vasıtalara binmek zorunda kalan veya korku ile ilgili konuşmalarına şahit olan çocuklarda da aynı korkular gelişebilmektedir.

    TERKEDİLME KORKUSU

    Anne – babadan ayrı kalmak çocukların en büyük korkuları arasındadır. Anne – babaların çocuklarının istemedikleri davranışlarını engellemek amacıyla “ uslu durmazsan seni bırakır giderim, senin annen baban olmam “ sözleriyle çocuklar korkutulmaktadırlar. Tehlikeli durumlarda tek güvencesi ve sığınağı olan anne-babanın kendisini bırakıp gitme ihtimali çocuğu ürkütür ve güven duygusunu sarsar. Çocuklar ilk aylarda ani hareketlerden, yüksek seslerden, yabancı yüz ve ortamlardan korkar. Ayrıca bebekler acıkma, susama altının ıslanması gibi içlerinden gelen nedenlerle de korku tepkisi verebilmektedirler. 2-3 yaşlarında elektrik süpürgesi, gök gürültüsü, birisinin yüksek sesle bağırması çocukları korkutmaktadır. 3-4 yaşlarında ise, bu korkulara karanlık, hırsız, polis, doktor, öcü gibi korkular eklenir. 4 yaşında doruğa çıkmış olan bu korkular, yavaş yavaş azalmaya başlayacaktır. Bu yaştan sonra çocukların korkuları daha somut şeylere yönelmeye başlayacaktır; köpek, yüksek bir yerden düşmek, bir yerinin yaralanması gibi. Anaokulu döneminde korkularda yeniden bir artma görülür. Özellikle 6 yaşında hayalet, cadı, hortlak, yangın ve hırsız korkusu yeniden artmış şekilde ortaya çıkar. Odada, dolapta ve yatağın altında birisi veya bir şey var diye odalarında yalnız yatmaktan korkarlar. Bu yaşlardan sonra korkularda genellikle bir azalma olur, ama korkuların zaman zaman depreşmesi veya yeni korkularında ortaya çıkması söz konusu olabilir. Okul öncesi çocukların pek çoğu olası olmayan korkular yaşar; kaybolacağı, evinin yanacağı, kimsenin artık kendisini sevmeyeceğini, anne – babasının öleceği ya da birisinin evi terk edeceği gibi korkuları gerçekçi nedenlere dayanmadığı halde yaşar. Çocuklar tatile çıkıldığında yeni ortamlara uyum sağlayamamaktan kaynaklanan korkularda yaşayabilirler. Huzursuz olabilir, yemek ve uyku düzenleri bozulabilir, hatta pek çok alışkanlıkları olumsuz yönde değişebilir. Bu durumlar farklı ortamların çocuk üzerinde oluşturduğu endişeden kaynaklandığı söylenebilir. Korkular konusunda dikkat edilmesi gereken husus, değişik gelişim dönemlerinde farklı korkuların ortaya çıkabileceği, ancak bir üst gelişim dönemlerinde bunların ortadan kalkması gerektiği hususudur. Çocuk 5-6 yaşına gelmesine rağmen hala yabancılardan korkuyorsa, bu üstünde durulması gereken bir durumdur. Çocuklar yetişkinlerin kullandıkları bazı mecaz ve soyut ifadelerin ne anlamda kullanıldıklarını bilmedikleri için korku duyarlar. Korku filmleri, haberlerde gördükleri savaş, kan, ölüm, çocuğa yönelik şiddet, tacizler, istismar, kaçırılan çocuklar vb. öğeler bu dünyanın çocuklar için korkunç ve tehlikelerle dolu olduğu düşüncesini oluşturmaktadır. Anne- babaların çocuklarını kötü insanlardan korumak için söyledikleri abartılı sözleri ( Kimseyle konuşma, bir şey sorarlarsa cevap verme, ne verirlerse versinler alma, sana şunları şunları yaparlar tarzında söylemleri) çocuğun diğer insanların hepsinden korkmasına ve onlara güvenlerini yitirmelerine sebep olacaktır. Bu nedenle çocuklarımızı uyaralım, ancak abartılı ifadelerden kaçınalım.

    CİNSEL FARKLILIKLAR

    Çocuklarda cinsel merakın arttığı ve farklılıklarını gördükleri dönemde, bu farklılıklar çocukta kaygı, suçluluk, utanç gibi duyguların oluşmasına yol açar. Bu konuda ebeveynlerin çocuğa olan tutumları çok önemlidir.

    EBEVEYNLERİN GÜVEN TELKİNİ

    Çocuklar anne-baba ile birlikte olduğu durumlarda kendilerini güvende hissetmektedirler. Büyüklerin ruhen ve bedenen çocukların yanında olduğunun bilinmesi onları rahatlatır. Fakat anne-babası depresyonda, öfke krizinde, incitilmiş, ümitsiz görme çocuklarda yalnızlık, güvensizlik ve korku hislerini uyandırır.

    KORKULARLA BAŞA ÇIKMA YOLLARI

    Korkuların tedavisi ilaç, bilişsel davranışçı tedaviler, psikoterapiler, hipnoz, psikolojik danışma gibi yollarla tedavi edilebilmektedir. Ancak tedavi noktasına ulaşmadan neler yapılmalı, bunların üzerinde durmanın daha yararlı olacağını düşünüyorum. Ülkemizde çok yanlış uygulamalar var. Örneğin yüzmeden korkan birisi karga tulumba denize atılır. Karanlıktan korkan birisi zorla karanlıkta bırakılır. Böylece alışacakları düşünülür. Hatta bazıları bu şekilde alıştıklarını ve korkularından kurtulduklarını bile söyleyebilirler. Fakat böyle bir uygulamayla belki birkaç şey kazanılabiliyor ama nelerin kaybedilebileceğini kestirebilmek mümkün değil. Dahası korkusu olanların bu yanıyla alay etmek, korku durumlarıyla ansızın baş başa bırakmak ( fareden korkan birinin cebine fare koymak gibi) insanların ruh sağlığını bile ciddi manada tehdit etmektedir. Çocuğunuzun Korkularıyla Alay Etmeyin: Korkularıyla alay etmeyin ve edilmesine asla izin vermeyin. Korkularıyla alay ederseniz, korkularını gizleyecek size rol yapacak ve korkusuz görünmeye çalışacaktır. Çocuk kendinde ve çevresinde olup bitenlerle baş etmeyi öğrendikçe korkuları azalacaktır. Bu konuda çocuk desteklenmelidir. Ayrıca deneyim ve yaşantılarıyla; düştüğünde, yaralandığında ölmediğini, anne- babasının kendisini terk etmediğini, evi hırsızların basmadığını, dikkatli davranılırsa yangın çıkmadığını, insanın kız ve erkek olarak farklı özelliklere sahip olduğunu, bunların normal olduğunu, hayalet ve öcülerin var olmadığını, dolayısıyla güvende olduğunu fark edecektir. Çocuğunuzun ev dışında hangi deneyimler ve yaşantılarla karşılaşabileceğini, bunların hangileriyle başa çıkabileceklerini kestirmeye çalışın. Onu hayal kırıklığına uğratmayacak, strese sokmayacak yaşantılar için cesaretlendirin. Cesaretlendirirken de daha iyi olur düşüncesiyle sürekli yeni yaşantılara zorlamayın. Geçmiş Deneyimlerinden Yararlanın: Çocuğunuzu korkuları konusunda rahatlatın. Geçmişte de bazı şeylerden korktuğunu ve bunu nasıl yendiğini hatırlatın.” Hatırlıyor musun eskiden odanda hayaletler, öcüler var diye korkardın. Ama büyüyünce korkun geçti “ diyerek korkularını yenebileceğini gösterebilirsiniz.

    Onlara Zaman Tanıyın:

    Çocukların korkularını yenmeleri için onlara zaman gerekecektir. Bu zaman içerisinde yetişkinlerin dikkat etmesi gereken husus, onlara ilgi ve sevgi göstererek destek olmaktır. Yapılabilecek diğer bir yardım ise, çocukların korkularına inanmaları ve bu duruma anlayış göstermeleridir.

    Korkuya Kademeli Yaklaşın:

    Bir korku durumuyla başa çıkabilmek için, kademeli bir yaklaşım sergileyin. Örneğin fareden korkan bir çocuk için, önce fare resmine, sonra oyuncağına, daha sonra kafeste fareye ve kısa sürelerle farenin kendisiyle karşılaşmasını sağlayın. Bu yöntem yararlı olacaktır. Korkularıyla başa çıkmaya çalışırken çocuğun aç, yorgun ve uykusuz olmamasına dikkat edilmelidir.

    Sonuç olarak yetişkinler olarak tüm çabamız çocuklara korkuyu öğretmemek, kendisi için tehlikeli olacak durumları da uygun ölçüde ve doğru yöntemlerle, gelişim dönemlerine uygun olarak öğretmek gayeniz olmalıdır.

    Emre AYTEKİN

    Yayınlama: 30.07.2013
    2.021
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
    1. Ferdi KARADERE dedi ki:

      Kaleminize sağlık, gerçekten bilgilendiren bir yazı oldu.