Cesur Korkaklar

Cesur Korkaklar

güven hasbaşDepremden korkup dualarla sokaklara dökülürüz. Bir facia ya da doğal afet yaşandığında herkesten önce bir araya gelir yardım ederiz.
Daha bir sürü özelliğimiz var kendimize has.
Ege’de deprem oldu, korkudan dualara sarıldık.
Oysa Ege’de yaşanandan daha fazlasını, daha acısını yaşadık 15 yıl önce. Akıllanmadık!
Balık hafızalı mıyız neyiz anlayamıyorum. Binlerce canımızı kaybettik. Üzüldük, bunalıma girdik. Günlerce, haftalarca hatta aylarca ağladık sızlandık.
Duygusal topluluğuz vesselam. Gerçeği göremiyoruz. Depremi yaşayıp ağlamanın zırlamanın çözüm olmadığını da biliyoruz. Can kayıplarının ardından kendimizi affettirmek için olsa gerek yapılan maddi yardımlardan huzur bekliyoruz.
Deprem kenti Sakarya’nın sorunu ve çözümü belli. Silinmeli depremin izleri. Kurtulmalı şehir çok katlı deprem yorgunu binalardan.
Şu ana kadar yazdıklarımı Ege’de deprem oldu diye kaleme almıyorum. Depremin öncesinde de Soma örneğini vererek depremi hatırlatmış ve gereğini yapmadığımızı yazmıştım.
Cumartesi günü yaşanan deprem olayının ardından sokaklara doluşan insanların yüzündeki tedirginlik ve okudukları duaları görünce bir kere yazmak yetmez, daha çok yazmak lazım diye karar aldım.
“Mal canın yongasıdır” demiş atalarımız. Biz birçok olayda yaptığımız gibi çarpıtmışız bu sözü ve can malın yongasıdır diye algılıyor öyle yaşıyoruz…
Hasarlı veya çok katlı binalardan kira geliri elde edenlere sormak istiyorum. Soma’ya ne kadar para gönderdiniz? Bizim şehrin mülk sahiplerinde çok kötü bir alışkanlık var. Bir günah işlendiğinde başka bir iyilik yaparak o günahın görmezden gelineceğini düşünüyorlar. Deprem yorgunu binalardan kira toplayan konut sahipleri facia yaşayan bölgelere üç-beş kuruş yardım yaparak vicdanlarını rahatlatıyorlar. Binlerce insanın hayatını tehlikeye attıkları gerçeğini ortadan kaldırmıyor yaptıkları.
Sadece konut sahipleri değil elbette vicdanlarını rahatlatmaya çalışanlar. Belediye başkanları da yapmadıkları yıkımlardan dolayı vicdan azabı çekiyorlar ve onlarda manen rahatlamak için parayı kullanıyorlar.
Şimdi isim vererek başkanlarla polemiğe girmek istemiyorum. Nasıl olsa onlar kendilerini çok iyi biliyorlar.
Depremden korkan ama cesurca! Hasarlı binalardan para kazananlara seslenmek istiyorum. Cesur korkak olarak bugünlerde kazandıklarınız yarınlarda size sıkıntı yaratacak. Cesur korkak olmaktan vazgeçip, hasarlı veya deprem yorgunu binalar için gerekenleri yapın.

Depremle yaşamaya alışmak…
Depremle yaşamaya alışacağız söylemi benim uydurduğum bir laf değil. Balık hafızalı millet olmamızdan olsa gerek 15 yıl önce söylenenler unutuldu. Alınması gereken tedbirler rafa kaldırıldı.
Vatandaş üzerine düşeni yapmadığı gibi yerel yöneticilerde kulaklarını tıkadılar gerçeklere. İmarsız, zemin etütsüz dönüşüm yapmaya başlandı. “Nasıl olsa benim partime oy veriliyor ben yaparım olur” diyerek astığım astık, kestiğim kestik şeklinde uygulamaları uzaklarda aramaya gerek yok. Hepsi benim güzel şehrim Sakarya’da.
Ne komik değil mi? Olası faciaya ilk sen davetiye çıkaracaksın, sonrasında facia yaşamış başka bir kente gidip boy boy resim çektireceksin…
Depremle yaşamaya alışmak söyleminden kimin ne anladığını görmek için uzağa bakmaya gerek yok. Devre dışı kalan GSM şebekelerinden, Kandilli Rasathanesi’nden şikayet etmeye hakkımızın olması için önce yakınımızda olup bitenleri görmemiz gerekmez mi?

Yayınlama: 26.05.2014
696
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.