Ahmet Hoca’nın Ardından….

1973 yılında Geyve ilçesinde doğan Murat Duman, Kazımpaşa İlkokulu ve Temel Eğitim Ortaokulu’nun ardından Sakarya Fatih Teknik Lisesi’nden mezun oldu.Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde tamamladı. Orta Asya ve Balkan ülkeleri ile Kudüs’te çeşitli araştırmalarda bulundu.Halen İstanbul’da bir eğitim müessesesinde tarih derslerine giren yazar, bir yandan da tarih ve kültür kitapları telif ediyor, ayrıca Sızıntı ve Yansıma dergilerinde yazıları yayınlanıyor.Şimdiye kadar yayımlanmış kitapları şunlardır: - Cumhuriyetimizin Önsözü Çanakkale - Çanakkale Gelibolu Yarımadası Gezi Rehberi - Üniversite Yolunda Başarı Öyküleri - İki Çağın Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed - Osmanlı Kuruluş Devrinin Mimarları - Aşk Hasret ve İbadet Diyarı Hicaz - Bir Fikir ve Aksiyon İnsanı Bediüzzaman Said Nursi - Bosna Gezi Rehberi - Hakanın Hatırası - Bilinmeyenleriyle Sultan 2.Abdulhamit

    AHMET HOCA’NIN ARDINDAN…
     murat duman köşe yazısı-ahmet hocanın ardındanGeçtiğimiz çarşamba günü okula geldiğim sırada aldım haberi. Telefon çalmaya başladığı andan itibaren içime doğdu acı haber… Yoğun İstanbul trafiğine rağmen çok şükür cenazeye yetişebildim.
    Son günlerde hastalığı ağırlaşmıştı Ahmet Hoca’nın. Yakınları, sevenleri, hepimiz sağlığına yeniden kavuşması için Allah’a dua ediyor, vücudunun yapılan tedaviye cevap vermesini ümit ediyorduk. Ama Takdir-i ilahi bu şekilde cereyan etti. Kader hükmünü böyle verdi…
    Yaklaşık on ay evvel basit bir rahatsızlık neticesinde muayene için gittiği hastanede ortaya çıkmıştı hastalığı. Metin davrandı geçen süre içerisinde. İmanlı, inançlı bir insanın göstereceği metaneti ve sabrı gösterdi. Yirmi beş yıllık öğretmenlik hayatında ve insanlarla münasebetinde olduğu gibi… 
    Rahmetli ehl-i sohbet bir insandı. Cömertti, yapıcı ve yardımsever bir şahsiyeti vardı. İnsanların ihtiyaçlarını gidermek, onlara yardım etmek için gayret göstermekten geri kalmazdı. Geyve’ye tayini çıkan öğretmenlere kol kanat gerer, onlara ağabeylik yapardı..
    Hastalığı süresince evine, hastaneye ziyarete gelenler hiç eksik olmadı. Onun ve ailesinin çevrelerine karşı uyandırdığı muhabbetin bir neticesiydi bu. Geçtiğimiz öğretmenler günü münasebetiyle Kaymakam Bey ve İlçe Milli Eğitim Müdürü de evinde kendisini ziyaret ederek güzel bir vefa örneği ortaya koymuşlardı.
    Cenazesinde cami avlusuna yansıyan manzara da görülmeye değerdi. Geyve’nin bütün renkleri oradaydı. Cemiyetin her kesiminde seveni olan Ahmet Hoca’ya karşı insanımız vefasını ortaya koymuş, talebeleri de ellerinde çiçeklerle onu uğurlamaya gelmişlerdi. Son günlerde yaşadığımız puslu atmosfer, Geyve Merkez Camii’nin avlusunda ölüm hakikati ile âdeta dağılıvermişti…
    Aslında bu, hepimizin üzerinde düşünmesi gereken esas meseleydi. Dünyanın faniliği; makam ve mevki hırsının, mal ve mülkün, itibar ve şöhretin musalla taşında sona erdiğinin en önemli ifadesiydi ölüm. Ve Ahmet Hoca o gün bir defa daha bunları hatırlamamıza vesile oldu.
    Seksenli yılların başında Geyve İmam-Hatip Lisesi’nde dersine giren hocası, cenaze namazını kıldırdı Ahmet Hoca’nın… Merhum Hamit Hoca ile birlikte Ahmet Hoca, Geyve İmam-Hatip camiasının yakın zamanda kaybettiği iki kıymetli insan oldu…
    Çarşamba günü ikindi namazını müteakip yüzlerce insan yürekten bir nida ile hakkını helâl etti Ahmet Hoca’ya. O soğuk kış günü karla kaplı mezarlıkta kabre konuldu hoca. Zahiren manzara buydu ama inşaAllah bunca makbul şehadet ve dua, Ahmet Hoca’nın kabrinin cennet bahçelerinden bir bahçe olmasına vesile oldu… Oradaki herkesin Rabbimizden dileği buydu ve ümidimiz o ki Allah (cc), bu hüsnüniyetleri izzet-i dergâhında geri çevirmedi…
    Ölüm hakikati hepimizin kapısını bir gün çalacak. Dünyada ölümden daha büyük bir gerçek yok. Büyüğümüz, ağabeyimiz, akrabamız Ahmet Hoca bu gerçeği bilerek yaşadı ve öyle ruhunu teslim etti. Bu hakikatin şuurunu idrak içinde yaşamak ve öyle ölebilmek bizim de dileğimiz. Ne diyelim dostlarımız ölümümüzü haber aldıklarında bizi memleketimizden ahirete uğurlasın, bir servi ağacının gölgesindeki mezar taşımıza da El-baki Hüvel-Baki yazsınlar… 
    Murat Duman

    Yayınlama: 27.12.2013
    Düzenleme: 31.12.2013 14:46
    672
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.