Savaş Ay öldü: İşte Savaş Ay’ın ölüm sebebi

Savaş Ay öldü: İşte Savaş Ay’ın ölüm sebebi

Savaş Ay öldü: İşte Savaş Ay’ın ölüm sebebi

savas-ay-oldu-anaSabah gazetesinin usta kalemi, A Takımı’nın kaptanı duayen gazeteci Savaş Ay Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vefat etti.

Savaş Ay’ın kalbi, 1,5 aydır gırtlak kanseri tedavi gördüğü Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde durdu. Savaş Ay doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Uzun süredir gırtlak kanseriyle mücadele eden 59 yaşındaki Savaş Ay’ın boğazında son dönemde yeni bir tümör oluştu. Doktorlar acil ameliyata alınmasını istedi.  Ünlü gazeteci, yeni ameliyat hakkında düşünmek için doktorlardan zaman isteyip boğazının delinmesine izin vermedi. Doktorların acil ameliyat talebine izin vermeyen Savaş Ay, bugün öğlen saatlerinde fenalaştı. Kalbi duran Ay’ı hayata döndürmek için doktorlar uzun süre uğraş verdi. Çabalar sonuçsuz kalınca ünlü gazeteci, 15.00 sıralarında yaşamını yitirdi.

CENAZE NAMAZI FATİH CAMİİ’NDE

Gazeteci Savaş Ay için 11 Kasım’da Sabah gazetesinde ve CRR’de tören düzenlenecek. Ay’ın cenazesi, aynı gün Fatih Camii’nde ikindi vakti kılınacak namazın ardından Topkapı Mezarlığı’nda toprağa verilecek

Savaş Ay’ın kız kardeşi Işıl Ay da ağabeyi için 11 Kasım Pazartesi günü saat 10.00’da Sabah gazetesi önünde ve saat 11.30’da CRR Konser Salonu’nda tören düzenleneceğini söyledi. Işıl Ay, ağabeyinin cenazesinin aynı gün, Fatih Camii’nde ikindi vakti kılınacak namazın ardından Topkapı Mezarlığı’nda toprağa verileceğini kaydetti.

Ailece telkinlerde bulunduklarını belirten Işıl Ay, “Biraz tedirgindi ama biz ailece telkinlerde bulunduk. Sizlerden biriydi. Hastayken bile elinden makinesi hiç düşmedi. Hiç beklemiyorduk şoktayım şu anda. Ne dediğimi ne yaptığımı bilmiyorum. Ameliyat için ikna etmiştik.” dedi.

SAVAŞ AY KİMDİR?

Gazeteci Savaş Ay, Şükran ve Turan Ay’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Marmara Ticari Bilimler Akademisi’nde eğitimini tamamladı. Gazeteciliğe 1974 senesinde Dünya Gazetesi’nde muhabir olarak başladı. Tercüman, Vatan, Milliyet, Sabah gazetelerinde ve Akajans’ta görev aldı. ATV, TGRT, Kanal D, Kanal 6, Show TV, Flash TV, tekrar ATV, Star TV ve Kanal 1’de A Takımı adlı tartışma programını yaptı.

2000 yılında Beyazıt Öztürk ve Kerem Alışık’ında oynadığı Dansöz adlı filmin yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını yaptı. Ulaş Can Ay isimli, ses sanatçısı bir erkek çocuğu ve Sanem Ay adında, bir kız çocuğu vardı. Ayrıca son yıllarda A Haber’de muhabirlik yapan Savaş Ay, gırnak kanseri tedavisi görüyordu.

SAVAŞ AY: “DİNLEDİĞİM ŞİİRLER BANA İLAÇ OLDU”

Doktoru Murat Baş daha dün Facebook adresinden bu mesajı paylaşmıştı…

“Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde bir buçuk ay radyoterapi seansına giren Savaş Ay, her seans için kendi sesiyle şiir kasetleri hazırlamış. Kendi doldurduğu bu şiir kasetleri, seansların daha hızlı bir şekilde geçmesini sağlamış. Kendi bulduğu bu yöntemle, tedavi dönemini daha rahat geçirmiş. “Bir musibet olursa döner durur illaki beni bulur, o yüzden bu belalara sabretmeye alıştım, kanserle bir gün buluşacağımızı biliyordum diyen Ay; kanserle savaşan binlerce insan arasına böylece katılmış.”

KANSER TEŞHİSİ TESADÜFEN KONULMUŞ

1998 yılında programdan hemen sonra arayan doktor izleyicisi “Gırtlağınızı bir kontrol ettirin, kanser olabilirsiniz” demiş. Bu uyarının ardından hastaneye giden Savaş AY, testlerden sonra kanser olduğu gerçeğini öğrenmiş. Teşhisten sonra hemen tedavilere başlanmış. Tedavi sırasında sigarayı zoraki bırakmış. Ayrıca bir müddet konuşması bile yasaklanmış. Parasını sesiyle kazanan birisi için bu çok zor olsa gerek. Bu yasaklara uymadığı durumda gırtlağının alına bileceğini ve bir daha belki hiç konuşamayacağı gerçeği söylendiğinde üzüntüsünü ağlayarak değil belli bir noktaya bakarak belli etmiş.

Önceleri program nasıl devam edecek diye düşünen sanatçı, her hafta birisinin sunması için ünlü dostlarına rica etmiş. Hepsi teklife sıcak bakarak kabul etmiş ancak daha sonra buna gerek kalmamış.

HASTANE DE HEP MORAL KAYNAĞI OLDUM

Tedavi safhasında zorlandığını belirten Savaş Ay, “Acı vermiyordu desem yalan olur ama hastanede insanların hep moral kaynağı oldum” diyor. Cerrahi müdahalenin yerine, radyoterapi tedavisine başlamaya karar veren usta gazeteci, İstanbul Tıp Fakültesi’nde radyoterapi başlamış.

HER TERAPİDE ÜNLÜ BİR KİŞİ YANIMDA HAZIR BULUNUYORDU

Radyoterapi tedavileri yaklaşık on dakika sürüyormuş. Bu süre bana bir ömür gibi geliyor diyen Ay, evde üç dakikalık şiir kasetleri hazırlamış. Kendi sesinden okuduğu şiirleri seansa girerken kulağına takıp tedavinin bitmesini bekliyormuş. Her terapiye bir ünlü de Savaş Ay’ın yanında refakatçi olarak hazır bulunuyormuş.

İŞTE SAVAŞ AY’IN MEŞHUR ŞİİRİ

İŞTE TWİTTER’DAKİ SAVAŞ AY MESAJLARI:

Nebil Özgentürk

Savaş Ay’ı kaybettik.. Halk kahramanlarını son nefesine kadar yazan can arkadaşım benim rahat uyu.

Gizem Özdilli

Allah rahmet eylesin Savaş Ay… Mekanı cennet olsun…

Reyhan Karaca

Savaş Ay… Çok üzgünüm… :((( Başımız sağolsun…

Seren Serengil

Savaş Ay ‘i kaybetmisiz cok Üzgünüm…

Nihat Doğan

Cok degerli gazeteci, kiymetli buyugum Savas Ay vefat etmis.Rabbim gunahlarini affetsin mekanini cennet etsin.

İŞTE SAVAŞ AY’IN SON YAZISI:

 Mutlu yıllar Kazım Koyuncu’ya

Son günlerde şarkılara “mimik yapan” duygusal bebeği konuşuyor tüm dünya.

Anne, yavrusunun video çekimini yaparken, bir yandan da “hisli” bir şarkı söylüyor. Bebek de ne nanik ne mimik yapmayı becerebilecek kadar minik oysa.

Lakin o sevimli kuzucuk parmak kadar yüreği 7 katlı duygu milföy hamurunda pişmiş gibi, ağlamalı, hüzünlenmeli, gülümsemeli mimiklerle mest ediyor seyredeni…

İbo da var

Buna benzer yerli görüntümüz de yatağında yanı başında uyuyan son bebesine “Hayde” şarkısını mırıldanan İbrahim Tatlıses’in son evliliğinden doğan bebeğiyle olan görüntüleri. İbo okuyor, o sevimli kuzu da keyifle mışıldıyor. İşte İbo’nun okuduğu hayde… Aklım fikrim geçmiş yıllara firar etti. Genç yaştaki bir müzisyenin Babiylon sahnesinde kutladığı bir doğum günü etkinliği geldi. Niye mi. aşağıda yazdım bir bakar mısınız?

Yetenekli sülale

Bahsettiğin doğum günü de işte bugün gibi; 7 Kasım günüydü. Ve 20’li yaşlarını sürdüren Kazım Koyuncu’nun yaş günüydü.

Ne yazık ki daha 33 yaşındayken ani gelişen hastalıktan yitirdik onu. 7-8 ay içinde gezginci ve ruhuna yaraşır vaziyette…

Doğum gününü hasretle rahmetle kutladığım Kazım kardeşten geriye harika şarkılar kaldı.

Kazım Koyuncu arkadaşlarıyla sahnede rock müzikle, Karadeniz müziğini birleştirip şahane sound çıkartmıştı.

Hopa’ya gittiğimde pek çok akrabasıyla tanıştım. Nasıl renkli, yetenekli, dünya görüşleri bazılarına taban tabana zıt bile olsalar genlerinin içinde sanatçılık ve şakacılık olan fertlerdi hepsi de. Aslında, bulup sevgili Ümit Kıvanç’ın yaptığı belgeseli izleseniz der, biraz da anlatırım da yerim dar.

Nereden nereye?

Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başlamış, çocukluğu “üstadım” dediği, “Kemençeci Yaşar” lakabı ile tanınan Yaşar Turna’nın yanında türkü dinleyerek geçmiş olan delikanlı 25 Haziran 2005’te, 33 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Yeşilköy (Pançol) köyünde ebedi istirahatgâhında uzanmış yatıyor o şimdi. Huzurla uyusun.

Deryalar deryası

Söz sanatçıdan, müzikten açılmışken Mehmet Abi ile (Barlas), Oğuz Haksever’in Makam Farkı programlarına bayılıyorum. Türk Sanat Müziği’nin şövalyeleri gibi davranıyorlar, çok hoşuma gidiyor.

Ben de bu tarz müziğin içine doğdum, büyüdüm ama onlar kadar bilgili olduğumu söyleyemem. Hele Mehmet Abi’nin repertuvarı inanılmazdır.

Ancak bu konuda derin derya bilgi deyince elbette tek geçeceğimiz insan Alaeddin Yavaşça olmalı değil mi?

Bir keresinde sormuştum ona ve sohbeti şöyle yürütmüştük:

– Hoca, Klasik Türk Musikisi’nden 10 bine yakın eseri ezbere bilir, doğru mu?

– Sayılacak şey değil elbette. Yine de tek bir bestecinin dahi yüzlerce eserini bildiğimi düşünürsek bu rakam doğru olabilir.

– Yarım asırdan fazladır müzik insanlarının her devirde en iyi en değerli olanlarıyla da bir arada oldunuz değil mi?

– Bu doğru işte.

– O zaman lütfen son 50 yılın en iyi fasıl milli takımını kurun bana.

– Zor bir seçim olacak desenize Savaş kardeşim. Mesela kemanda Hakkı Derman derim. Kanun Ahmet Yatman, ut Şerif İçli, klarnet Şükrü Tunar, santur Zühtü Bardakoğlu, yaylı tambur Ercüment Batanay. Vokallerde ise Celal Tokses, Tahsin Karakuş ve Safiye Tokay derim.

– Siz koronuza asla ritim saz almamışsınız ömür boyu…

– Almaz olur muyum? Kanun da, ut da perküsyondur, ritim sazdır. Darbuka, def sesi şart değildir ki.

Yayınlama: 10.11.2013
Düzenleme: 10.11.2013 10:48
2.713
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.