O pis kokuyu duymuyor musunuz?

O pis kokuyu duymuyor musunuz?

SEZAİ MATURO pis kokuyu duymuyor musunuz?

2-3 haftadır şehir merkezinde çok pis bir koku var.
Kokunun kaynağı belli…
Şeker Fabrikası…
Aylar önce kendi kendime Şeker Fabrikası ile ilgili bir daha yazmayacağım diye söz vermiştim.
Bu yüzden kokuyu da yazmayayım dedim…
Ancak koku dayanılır gibi değil.
Şeker Fabrikası’nın yakın çevresinden başlayarak tüm şehre yayılıyor.
Adapazarı Şeker Fabrikası AKP iktidarı döneminde batırılarak AKP’ye yakınlığıyla bilinen Ülker Grubu’na verildi.
Ülker’in Şeker’i almasının ardından fabrikada bir modernleşme beklerken üretimle birlikte bu beklentimizde yanıldığımızı anladık.
Şimdilerde geçmişte hiç olmadığı kadar çok ağır bir koku yayılıyor fabrikadan…
Kokunun nedenini bilmiyorum.
Lağım kokusuna benzer çok daha ağır bir koku.
Rüzgar estiğinde koku çok daha geniş bir alana yayılıyor.
O değerli araziden çıkmak için bu koku yayılıyor diye komple teorileri üretenler de var.
Bir gerçek var ki, bu adamlara bu kokunun hesabını kimse sormuyor/soramıyor…
Kimse gidip “Sizin bizi rahatsız etmeye hakkınız yok” demiyor.
Buradan Büyükşehir Belediyesi’ne ve Çevre-Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ihbarda bulunuyorum.
Şeker Fabrikası’ndan özellikle akşam saatlerinde daha da artan bir şekilde pis koku yayılıyor.
Bu koku muhtemelen arıtmadaki bir sorundan kaynaklı.
Burada esaslı bir denetim sonucu, Şeker Fabrikası’na ciddi bir yaptırım uygulanmasını talep ediyorum…
Çünkü milletin artık burnunun direkleri kırıldı ve dayanacak gücü kalmadı…

….
Başkasını bulamadınız mı?

Dün 10 Kasım’dı…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün vefatının 76’ıncı yıl dönümüydü.
Anma programlarından biri de AFA’da gerçekleştirildi.
Sabihanım Ortaokulu’nun hazırladığı programda Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Mustafa Sarı da, Atatürk konulu bir konuşma yaptı.
Sarı’nın günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapacağı belirtilmişti.
Ancak Sarı’nın konuşması oldukça sıradan ve 10 Kasım’a hiç de uymayan bir içerikle hazırlanmıştı.
Yani günün anlam ve önemine değil, güne(!) uygun bir konuşmaydı.
Mustafa Kemal’in Birinci Dünya Savaşı’ndaki başarılarını, herkesin bildiği bir kronolojik sıralamayla anlatan Sarı’nın konuşması salondakileri sıktı.
Nedense bu dönemde Atatürk’ün Milli Mücadeledeki başarısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve devrimlerini kimse konuşmak istemiyor…
Atatürk’ün devrimleri konuşulmadan Atatürk anlaşılabilir mi?
Doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum;
Sakarya Üniversitesi 10 Kasım’da konuşacak başka hoca bulamamış mı?
Allah’tan Cumhuriyet’in çocukları vardı.
Sabihahanım Ortaokulu öğrencileri okudukları şiirler, oratoryo ve şarkılarla gelecek adına hepimizi umutlandırdı.
Atatürk’ün emaneti Cumhuriyet’e sahip çıkan çocukları görmek son 10 Kasım’ın en güzel yanıydı.

Toçoğlu ve milletvekilliği

Dün 10 Kasım çelen töreninin ardından Abdullah Çelik’le laflarken Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, konuştuğu gruptan ayrılıp bize yöneldi.
Hal hatır sonrası Çelik “ Bak sen benim öğrencimsin. Senin milletvekili olmanı çok istiyorum. Bu önümüzdeki dönem Başkanlığı bırak vekil ol” dedi.
Toçoğlu “ Halk bize bu görevi verdi, milletvekilliğini” dese de Çelik ısrarcı oldu.
Abdullah Hoca’nın bir kulis bilgisi mi vardı böyle anlamadım…
Ancak çok tuhaf bir tesadüf ki, dün konuştuğum 2-3 AKP’li dost da bana durduk yerde Toçoğlu’nun milletvekilliğini düşündüğünü söylediler.
Söylediklerine Başkan Toçoğlu bu yöndeki kararını 1 ay içinde verip harekete geçecekmiş…
Çelik ve bazı AKP’lilerin gündeminde bu olabilir ama ben Toçoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı bırakıp milletvekilliğini tercih edeceğini sanmıyorum…

Yayınlama: 12.11.2014
492
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.