Müftü Erhun; Cenaze evinde defin sonrası yemek dağıtmak uygun değil

Müftü Erhun; Cenaze evinde defin sonrası yemek dağıtmak uygun değil

Müftü Erhun; Cenaze evinde defin sonrası yemek dağıtmak uygun değil

Geyve Müftüsü Ali Erhun Cuma namazı öncesi verdiği vaazında, ilçe genelinde gelenek haline gelen cenaze sahipleri tarafından defin sonrası vatandaşlara etli pilav – etli pide ikramında bulunmanın İslam dinine göre uygun olmadığını söyledi.

ali-erhun-geyve-müftüsü-600x343Geyve Müftüsü Ali Erhun, “Her nefis ölümü tadacaktır.” Yani her evden cenaze çıkacak ve bu ateş her evi yakacaktır. Önemli olan bu sınavı verebilmek ve Allah’ın rızasına, cennetine ve cemaline layık olabilmektir. Dinimizde yeri olmamasına rağmen cenaze defni sonrası yemek ikramında bulunma alışkanlığını Allah’ın izniyle Geyve’de kaldıracağız, dedi.

Müftü Erhun, dinimizde böyle bir gelenek, ibadet olmadığını ifade ederek “İkramlar sadece sevinçli günlerde yapılır. Böyle üzüntülü zamanlarda çirkin bir bidattır. Ölen kişinin komşularına ve uzakta da olsa akrabalarına düşen o gün ve gece yemek tertip edip cenaze sahibine götürüp beraberce yemeleridir.” diye konuştu.

Cemaata Cuma Namazı öncesinde seslenen Müftü Ali Erhun Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi Geyve ilçemizde de gelenek haline gelen cenaze defininin ardından yemek dağıtmanın mekruh olduğunu belirtti. Erhun, “Ölümün ne zaman geleceği bilinmez. Her ev bir anda cenaze evi haline gelebilir, Cenaze sahiplerinin maddi durumu var mı, yok mu, düşünülmelidir. Cenaze sahipleri bir anda cenaze defin masrafları cenaze sahibinin borçlu olduğu kişilerle helalleşme gibi bir çok görev ortaya çıkarken birde dinimizce uygun olmayan etli pilav, kıymalı pide, yemek, ayran, çay ve benzeri ikramlar mekruhtur. Onun yerine ölen kişinin ruhuna 3-5 gün sonra fakirleri çağırıp davet yapılması daha da uygundur.” dedi.

Cenaze sonrası etli yemek dağıtma geleneğinin özellikle fakir insanları zor durumda bıraktığını vurgulayan Müftü Erhun, “Cenazelerde bizzat cenaze sahipleri tarafından dağıtılması alışıla gelen yemek ikramının özellikle fakir cenaze sahiplerini zor durumda bırakmaktadır. Bu tür uygulamalar maddi durumu zayıf olan vatandaşlarımızı da mecburmuş gibi hissetmelerine sebep olmaktadır.

Yemek bir ihtiyaçtır, acıkınca yemeli.Ancak ramazanda on altı saat oruç tutuyoruz,cenaze evinde üç saat yemesek ne olur? Sanki cenaze evine kıymalı pide, etli pilav yemek için gidiliyormuş gibi bir izlenim doğuyor. Bir cenaze sahibi “ne yemeği kardeşim biz canımızla uğraşıyoruz” dese sanki kınanacak.Yani bir nevi gelenek olmuş.Oysa geleneklerimiz ya İslam kültüründen ya da Türk kültüründen oluşur ve böyle bir kültür tarihimizde yok.Sonradan bidat şeklinde oluştuğu kesin.Üstelik dinimize göre cenaze evinde yemek pişmesi,ikram yapılması haramdır.

Birileri bir şey yapıyor,”ben yaptım siz de yapın,bu gelenektir”diyor. Geleneğimizi senden mi öğreneceğiz. Bu bir rezalettir.

Yemek de maddi külfet unsuru vardır.Bir ev zaten beklenmedik bir anda cenaze evi oluverir.Cenaze evinin parası var mı yok mu bilinmez.Cenaze, defin masrafları,alacaklılarla helalleşme gibi bir çok maddi külfet bir anda çıkıverir.Bu yetmez bir de katılımcılara ikram.Gelsin kıymalı pideler,ayranlar.Maddi yönden de bu bir rezalettir.

Yemek de bir de zevk unsuru vardır.İnsan yemeği zevkle yer.Peki cenaze sahipleri de o yemeği zevkle yiyebilir mi?Yani cenaze sahipleri yemek yaptıracak,külfetine katlanacak sonra birileri zevkle yerken o da acısıyla kıvranacak ve bir lokma yemeyecek.İşte bu tam bir rezalettir.ALLAH razı olur mu?

NELER YAPILMALI ?

Bir cenaze olduğunda cenaze evine gidilmeli,teselli,taziye ve defin işleri ile ilgili yapılması gereken işlerde yardımcı olunmalıdır.Yeterli kalabalık varsa işlerin yürümesine engel olunmayacak şekilde cenaze namazı beklenmelidir.Cenaze namazından sonra kabristana gidilmeli ve cenaze dualarla defnedilmelidir.

Cenaze evinde aş pişmesi haram olup kolu komşu,yakın akraba,eş dost cenaze evine bir hafta yemek götürmelidir.

Cenaze yakınlarına namazdan önce,namazdan sonra,kabristanda ve evini de ziyaret ederek dört defa taziyede bulunmanın bir anlamı yoktur ve maddi külfet gerektirir.

Sonradan duyanlar,cenaze namazına ve kabristana katılamayanlar sonradan cenaze evine taziye ziyareti yaparsa daha mantıklı olur.Hatta cenaze esnaftan ise ve bir işyeri varsa ev yerine işyerine gitmek daha uygundur.Ancak hanımlar da tanışıyorsa eve gidilebilir.

Cenaze katılımcısına yemek vermenin sadece bir istisnası vardır.

Eğer cenaze katılımcıları uzak yoldan geliyorsa ve cenazenin bulunduğu mahalde yemek yiyecek bir yer yoksa katılımcıya yemek verilebilir. Uygulamada buna köylerde rastlanmaktadır.Hatta çoğu zaman cenaze ile birlikte köye gelinmektedir.Köyde de bir lokanta olmadığı için kolu komşu cenaze evine ilişmeden misafirleri ağırlar.Evet bu güzel bir gelenektir.

Ama bu Geyve merkezi için geçerli değildir. Geyve’de bir cenaze üç beş saat içinde yani insanlar acıkmadan defnediliyor. Geyvelilerin desteği ile bu bidat haline gelen alışkanlığın derhal kaldırılması gerekiyor, dedi.

Erdinç TUNA-Geyvemedya.com

cenaze-sonrasi-verilen-yemegin-dinen-hukmu-

Yayınlama: 05.12.2015
Düzenleme: 09.12.2015 23:10
2.978
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. YAVUZ SALMAN dedi ki:

    HOCAM AĞZINIZA LAYIK.ÇOK HOŞ VE NET ANLATMIŞSINIZ.LÜTFEN BU METNİ KAHVEHANELERE ASTIRINIZ.