Kafama Koydum Bir Kere

1973 yılında Geyve’nin Alıplar köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Geyve’de tamamladı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğünde göreve başladı. Sırasıyla Ankara, Van ve Diyarbakır’da görev yaptı. Çankaya, halen Eskişehir’de İlçe Emniyet Amiri olarak görevine devam etmektedir.

    KAFAMA KOYDUM BİR KERE

    davut-cankaya-eskisehir-mahmudiye-Çifteler- Han -seyitgazi-güzergahı bisiklet-turu- (17)Çoktandır aklımdaydı.

    Müsait bir zamanda Eskişehir’den çıkıp Ankara yolu üzerinden Mahmudiye, Çifteler, Han güzergahını bisikletle gidip, akşam Han’da konaklayıp sonraki gün Seyitgazi ilçesi üzerinden Eskişehir’e geri dönmek.

    Dediğim gibi de yaptım.

    Bana eşlik eden Ramazan YAVUZ abimle sabah 05:30 da vira bismillah deyip bastık pedallara.

    Eskişehir’den ayrılmadan Kanlıpınar Şehitliği’ne uğrayıp aziz şehitlerimize Fatihalar okuyup minnetle yâd ettikten sonra gözümü korkutan Kanlıpınar yokuşunu tırmandık. Yol kenarlarında sarı, mor, mavi çiçekler ve kuşlar cıvıltılarıyla bize eşlik etti. Güzel atlar diyarı Mahmudiye’de atları ve taylarının hoplayıp zıplamasını seyreyledikten sonra Çifteler’e, Sakarya nehrinin doğduğu kaynağa, gözeye ulaştık.

    Zihni ÇOKOYAR sana uğrayamadım baktım ofis çok hareketliydi sonra inşallah telafi edeceğim.

    Bir kahvaltı molası verdik ve bir süre dinlendikten sonra, mekanın eşsiz güzelliğin ve serinliğinin rehavetine kapılmadan yola düştük.. Çifteler -Han yoluna girdik girmesine ama öyle bir durum ki, rüzgar arkamızdan estiği halde, ben diyorum gideceğim, yol diyor ki yok gitmeyeceksin. Sanki lastikleri tutuyor. Bir ara “Delimisin oğlum sen, ne işin var buralarda. Otur oturduğun yerde” dediğim ve kendime kızarak ümitsizliğe düştüğüm doğrudur. Ama kendime verdiğim sözümden geri dönemezdim. Zaten geri dönmekte akıllıca olmazdı.

    Han’a vardığımızda kadim dostum, kıymetli abim Ramazan ALTIPARMAK bizleri misafir etti. Lezzeti damaklarımıza bayram yaşatan güvecini yedikten sonra sohbet eşliğinde çaylarımızı yudumladık. Yaklaşık 1500 rakımlı Olucak Yaylasının bol oksijeninde dinlenmeye çekilip sabah dinç kalktık. Yola çıkmadan Han Tarihi Çeşmesinden sularımızı doldurduk. Gökçeyayla,Hankaraağaç köylerini geçtikten sonra Bardakçı köyünde mola verip köy kahvesinde çaylarımızı yudumladık. Bardakçı köyü ile Cevizli köyü arasındaki yol sanki göğe merdiven dayanmış gibi. Yüksek performansla, çoban köpeklerinin verdiği yan destekle Cevizli köyüne vardık. Bir duvar dibi gölgesinde oturup nefes aldıktan sonra tekrar yola düştük.

    Seyitgazi ilçesine iniş çok güzeldi.

    Zaten rampaları oldum olası sevmem. Seyitgazi ilçesinde bizi sevgili kardeşim İrfan ÜSTÜNDAĞ karşıladı. İşkembe çorbalarımızı içip, sütlaçlarımızı yedikten sonra çay ocağına geçip sohbetimizin tatlı akışıyla üç beş çay içtik sanırım. Yola düşüp Seyitgazi Eskişehir arasındaki rampaları öğlen sıcağında aşmaya başladık. Son 15 km kala sevgili Ramazan ALTIPARMAK abim kamyonetiyle yanımızdan geçti alayım diye ama erkeklik yapıp geç işareti yaptım. Yokuşlar önüme çıktıkça binse miydim acaba demeden edemedim. Tembellik işte. Son 10 km den sonra yol çok rahattı.

    Şehir çöplüğünün etrafa yaydığı iğrenç koku dışında.

    Ayrıca yol kenarında bir tane gölgelenecek ağaç olmaz mı? Demeden edemedim. Yuvarlak hesap 200 Km lik bisiklet yolculuğum güzel ve zevkli geçti. Keyif aldığım bir yolculuktu. Başka parkurlara pedal basmak niyetiyle bu maceramı okuyan tüm dostlarıma saygı ve selamlarımı sunuyorum.
    Davut ÇANKAYA / Eskişehir
    09 Temmuz 2016

    Yayınlama: 09.07.2016
    Düzenleme: 12.07.2016 11:16
    1.123
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.