İstanbul Masalı
İSTANBUL MASALI
İstanbul Masalı
Bir masal dillendirdi ak sakallı bir eren,
Cennetten bir tecelli, şehr-i İstanbul varmış.
Elvan elvan gülleri açarmış, yediveren,
Güneş niyazla batar, mehtap nazla doğarmış.
*****
Tayy-i mekân eylermiş, gönül gözüyle gören.
En hoş bahtlı kul imiş onda bir ömür süren,
Lâlezara girermiş viranesine giren,
Onda her bir lahzaya tam bir ömür sığarmış.
*****
Açılırmış semaya nurlu, niyazlı eller,
Eyüp’te elvan elvan kokarmış gonca güller,
Hep O’nu anlatırmış teller, nağmeler, diller,
Yağmuru çisil çisil, nazlı nazlı yağarmış.
*****
Erguvan mevsiminde bir başkaymış yolları,
Geleni, ana gibi kucaklarmış kolları,
Mevlâ’ya uzanırmış servilerin dalları,
Ezanları beş vakit yürekleri sararmış.
*****
Bir yanda Sultanahmet, diğer yanda Mihr-i Mâh,
Dalgası rast fısıldar, rüzgârı hicaz, segâh,
Şenlenir can iklimi, çalar sultaniyegâh,
Âşıkları Göksu’da ipek mendil ararmış.
*****
Sazendelerde nağme, şairlerde şiir o,
Gönüllerin sultanı, hem evvel hem âhir o,
İki kıta gözdesi, firuze bir nehir o,
Nazlı gelin duruşlu yalıları sorarmış.
*****
Nasıl anlatsın kalem, nasıl meşk etsin sazlar,
Baharda yemyeşildir, kışın süsler beyazlar,
Hep onun üstünedir dualar ve niyazlar,
O bize Hakk nimeti, O en vefalı yârmış.
İbrahim AÇILAN