İnsan, Melek, Hayvan

Geyveli Emekli İmam Sadettin Armağan

Aziz Dostlarım

Bu günkü yazımızda çok enteresan bir konuyu anlatacağım. Yaratanın yarattığı canlıları 3 grupta inceleyeceğiz. İnsan, melek ve hayvan.

Bu üç varlık arasında mukayese yapacağız. Neticede insan olarak herkes kendini öğrenmiş olacak.

1-) İnsan: Cenabı hakkın, mahlûkatın (yaratılmışların) en şereflisi olarak yarattığı canlıdır. Kelime manası itibariyle unutkan anlamı taşır. Noksandır. Hata günah işlemeye meyillidir. İlk insan Âdem’de (A.S.)  biz bu vasıfları görüyoruz. Rabbim onu cennete koyduğu zaman ona ilk emrini verdi. Peki, Âdem (A.S.)  ve Havva validemiz bu emre uydumu? Görelim kitabımızda bu konu nasıl anlatılıyor: ‘’ Ant olsun ki daha önce Âdem ’ede emrimizi sunduk, ama o unuttu. Onda bir azimde görmedik.’’ Süre-i TAHA 115 Demek ki unutma, unutkanlık insanın vasfıdır. Âdem A.S. ile Havva anamıza emri unutturan kimdi? Bakalım Rabbimiz ne diyor. ‘’ Şeytan ona: Ey Âdem sana ebedilik ağacını haber vereyim mi diye vesvese verdi.’’ Süre-i TAHA 120 Demek ki vesvese veren, yasak olan ağaca yaklaştıran kimmiş? Elbette ebedi ve ezeli düşmanımız ŞEYTANI Lanedir. Neticede Âdem ve Havva tövbe edip kurtuldu. Âdem peygamber oldu, şeytan tövbe etmedi, lanetlik şeytan oldu.

Aziz dostlarım

İnsan yer içer evlenir yaşar ölür. Aklı vardır, iradesi mevcuttur, şehveti vardır. Noksandır. Yaptıklarından mesuldür, hesap verecektir.

2-) Melekler: baştan aşağıya nurdur. Yemezler, içmezler, şehvetleri yoktur. İbadetleri vardır. Öyle ki devamlı secde ve rükûda kıyamda kalarak ibadet ederler. Hesapları vardır. Ömürleri devamlıdır.

3-) Hayvanlar: Yerler, içerler, ürerler, doğurtkandırlar, şehvetleri vardır. Yeme içmede haram, helal demez kul hakkı gözetmezler. Mesul değillerdir. Hesap vermeyecekle. Peygamber efendimiz: ‘’ Mahşer günü Cenabı Hak bütün hayvanların arasında haklarını teslim edecek. Hatta boynuzlu hayvanlardan boynuzsuz hayvan hakkını alacak, (Küni Türaba) toprak olunuz diyecek. Bütün hayvanlar toprak olacak. Cennet ve cehennem yok.’’ Buyuruyor. Bunu gören inkârcılar ‘’Hakkı inkâr edenler büyük bir pişmanlık duyarak bugün bizde (bu hayvanlar) gibi toprak olaydık diyecekler.’’ Sür-i Nebe 40

Aziz dostlarım

Şimdi gelelim bu üç canlı yaratık arasında mukayeseye: Lütfen bundan sonra gelecek anlatıma göre kendimizi tanıyalım. Sadece okumayalım, anlayarak, düşünerek okuyalım. Acaba benim yerim neresi. Güzel bir atasözü vardır.’’ Davulun sesi hoştur, lakin aç içini bak bomboştur.’’ O halde buyurun yazan okuyan kendi hakkında karar versin.

İşte mukayese: Dedik ki insan akıllı, iradelidir, şehveti vardır, nefsi vardır, hesabı vardır. Bir insan Azgın nefsine iman freni ile dur der, şehvetini helali ile tatmin eder, aklını Allah’ın C.C. emir ve yasaklarına bağlar örnek ve lider peygamber Hz. Muhammed’e (S.A.V.) bağlar, iradi-i cüzziyesini hak ve hakikat yönünde kullanırsa: Yemeyen, içmeyen, şehveti olmayan meleklerin üstünde bir makama yükselir. Meleklerin Âdem’e secdesi işte bunu içindir. Âdemde ki et ve kemiğe değil, onda ki yaratanın kudretine ve insanın sanatına saygı secdesiydi. Kulluk secdesi değil. Fakat insan bu yolu bırakır da aklını Kurana bağlamaz, örnek ve lider olarak Peygamberimizin yolunu takip etmez. Azgın nefsine esir olup şehvetini haram yollarda tatmin ederse, eline, diline, beline sahip olmaz, helal haram demeden, kul hakkı gözetmeden yer içerse, nerede akşam orada sabah günlerini vur patlasın geçirirse: Akıllarını Kurana bağlamayan Peygamber, kitap bilmeyen, şehvetini haram yoldan tatmin eden, yeme içmede helal, haramı gözetmeyen hayvanlar gibidir. Ve onlardan daha aşağıdadır.

Bu sözümüzü bir ayeti kerime ile kuvvetlendirelim. Buyuruyor Rabbimiz: ‘’ Kalpleri vardır, onunla Hakkı anlamazlar, kulakları vardır. Onunla gerçeği duymazlar, gözleri vardır, onunla gerçeği görmezler. İşte onlar (şuursuz) hayvanlar gibidirler. Belki daha sapık ve şaşkındır.’’ Araf 179

Netice: adımız değil yaşantımız İslam olsun yerimiz meleklerin yanı olsun. Yaşantımız Kuran ve Peygamber yaşantısı olsun. Melekler bize imrensin inşallah.

Selam ve sevgi ile kalınız.