Geyveli Kaymakam Safitürk , Cumhurbaşkanlığı Küllliyesinde

Geyveli Kaymakam Safitürk , Cumhurbaşkanlığı Küllliyesinde

GEYVELİ KAYMAKAM SAFİTÜRK, CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİNDE

cumhurbaskanligi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , muhtarların ardından Külliye’de ilk kez kaymakamlarla buluştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan toplantı sonrası Geyveli  Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk ile bir araya geldi.

1981 doğumlu olup Derik Kaymakamlığı görevini yürüten Geyveli Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk , Cumhurbaşkanı’nın kaymakamlar ile buluşması sonrası bir araya gelerek Deriklilerin selamını iletti.

Muhammet Fatih SAFİTÜRK kimdir?
1981 yılında Sakarya – Geyve’de doğdu. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Mezun oldu. 2005 yılında Ulaştırma Bakanlığı, Savunma sekreterliğinde memuriyete başladı. 2006–2008 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğünde Uzman Yardımcısı olarak görev yaptı.

2008 yılında Aydın Kaymakam adayı olarak İçişleri Bakanlığına geçiş yaptı.. 2009 yılında Kastamonu İli Küre İlçesi Kaymakam vekili olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında University of Exeter (ingiltere) Politika Bölümünde Yüksek lisans eğitimini tamamladı. 95. Dönem Kaymakamlık kursunu tamamlayarak 21.02.2011 tarihinde Kıbrıscık Kaymakamlığına atanan M. Fatih Safitürk, 2013 kararnamesiyle Kiğı Kaymakamlığına, 2015 kararnamesiyle Derik Kaymakamlığı görevine atandı. Safitürk, evli ve 1 (bir) çocuk babasıdır.

Ercan DEMİR-Geyvemedya.com

CUMHURBASKANİ-ERDOGAN-DERİK-KAYMAKAMİ-MUHAMMET-FATİH-SAFİTÜRK-BİR ARAYA-GELDİ-

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN KONUŞMASININ SATIRBAŞLARI

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarların ardından Külliye’de ilk kez kaymakamlarla buluşma toplantısında “Bazı muhtarlar kaymamakamları şikâyet ediyor, markajdasınız ona göre” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en üst temsil makamı olarak kendimiz titizlikle riayet ettiği bu ilkeye tüm kamu görevlilerinin uymasını bekliyoruz. Bizim sistemimizde kaymakamlarımız ilçelerimizdeki, valilerimiz de illerimizdeki en üst kamu otoriteleridir.

Sistemi çalıştıran insandır. Birikimli, çalışkan, azimli, dirayetli bir kaymakam aynı yetki ve imkanlarla ilçesinin çehresini değiştirirken, aynı hassasiyetleri olmayan bir başkası tam tersi sonuçlara yol açabilmektedir. Her iki örneğe dair pek çok anektod dinliyourz. Öyle ki 20 yıl önce gelip birkaç yıl görev yapmış kaymakamları bugün hala bir efsane gibi anlatıyorlar.

İşte bu hissayatı oluşturmak çok önemlidir. Kamu görevlileri yaptıkları işin karşılığında hayatlarını devam ettirmek için maaş alırlar. Ama kamu görevlilerin geniş bir sorumluluk alanına saihp kaymakamlarımıza asıl mükafat vatandaşların arkasından söyledikleridir.

“Bazı muhtarlar kaymamakamları şikâyet ediyor, markajdasınız ona göre”

Yaptığınız işin manevi hazzını alamıyorsanız o iş size yüktür. Belki teknik işler bu şekilde yürüyebilir. İdarecilik gibi doğrudan insanın hayatına dokunan işlerde mesai yapmakla sadece rutini yürütmekle başarılı olunamaz. Hele hele siyasetçiler, kaymakamlar, emniyetçiler.. Onlar için saat kavramı olamaz.

Asıl işiniz, insanı ihmal etmemektir. Biliyorsunuz, burada muhtarlarla da toplantılar yapıyorum. Yaklaşık, 9 bine ulaştık. Sürekli bir grubu burada ağırlıyoruz, dertleşiyoruz. Muhtarlar, bir kısmı kaymakamdan memnuniyetini iletirken bir kısmı da şikayetini iletiyor. Bilgiler geliyor. Muhtarlar sizin eliniz ayağınız olmaldıır. Mesele insan insan. İnsan olmazsa bina nedir ki? Bu muhteşem külliye, içindeki insanıyla güçlüdür. İçindeki insanlar buraya bir güç katmıyorsa binanın anlamı yoktur.

İnsan olmazsa araç gereç nedir ki? Teknoloji çöplüğüdür. İnsan olmazsa kamu görevlisi nedir ki? Niçin o makamlarda bulunduğumuzu bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız. Tüm kamu görevlileri için geçerli bu. “Balık baştan kokar” diye bir söz var, yönetici böyle hareket etmezse diğer personelin böyle hareket etmesini beklemek yanlış olur.

Türkiye, geçtiğimiz 13 yılda bu doğrultuda çok önemli mesafe kaydeetti. İnşallah 2023 hedeflerimizle birlikte insan odaklı bir anlayışı hakim kılacağımıza inanıyorum.

Türkiye, nevzuhur bir devlet değildir. Binlerce yıllık bir devlet geleneği vardır. Biz çok asil bir devletiz. Çok asil bir milletiz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda sembolik olarak temsil edilen 16 devlete ilave olarak geniş coğrafyada bulunmuş bir devletiz. Pek az devlete nasip olan bir zengiliktir bu. Kadim geleneğin gerisinde devletle millet arasındaki güçlü güven duygusu bulunuyor. Biz devletine güvenen insanların, evlerinde huzur içinde yaşadığı yönetim tarzını sürdürmek durumundayız.

Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Binlerce yıllık sorumluluklarımızdan bizi uzaklaştırımaz. Devlet ve yönetim geleneğimizi adalet, güvenlik ve refah temeli üzerinde daha yükseğe çıkartacağız. Bu ülkenin hiçbir meselesi bizi yormadı. Karşımıza çıkan mesleler daha çok çalışma azmi verir, vermelidir.

Biz de millete hizmet aşkı ile çalıştığımız sürece yorulmayız. Yorulmamalıyız. Bu aziz ülkenin her toprağı şehitlerimizin kanıyla sulanarak vatanımız haline gelmiştir. Görevlerimizin hakkını vererek, ecdadımıza şehitlerimize layık olduğumuzu göstermeliyiz.

“Bedelini ödeyeceksiniz, ödüyorsunuz”

Birkaç gün önce şehit polisimizin abisi kendilerini aradığımda “Biz şehadete inanmışız, ben de polisim. Kardeşim şehit oldu. Ben de hazırım. Yeter ki sizler bizim arkamızda dimdik durun. Siz dimdik durdukça biz teröristlere mekan yer tanımayacağız” dedi.Mesele bu, yılmadan usanmadan çekinmeden, korkmadan bu işin de üzerine üzerine gideceğiz.

Bizim bir vatan arayışımız yok filan diyorlar, bunların dertlerini biz biliyoruz. Ben hangi haklara sahipsem sen de aynı haklara sahipsin. Parlamentoya girmekse giriyor musun? Giriyorsun. Daha ne istiyorsun ya? Dert başka. Dert, vatan topraklarımızı bölmek, parçalamak. Tarihi hesaplarını kendilerine göre yerine getirmek. Tek devlet. Bu devletin içinde başka bir devlet olamaz.

Birisi paralel diye çıkmış öbürü kendine göre başka bir devlet yapılanması anlayışıyla ortada dolaşıyor. Hiçbiriniz bu ülkede arayışınızın karşılığını bulamayacaksınız. Bedelini ödeyeceksiniz, ödüyorsunuz. Şehitlerimiz var, biz buna inanarak yola çıktık. Rabbimiz bize bunun müjdesini verdi.

Hep söylüyorum; biz, tek milletiz. Çeşitli etnik unsurlar olabilir ama tek milletiz. Tek bayrağız. Bizim ülkemizde ikinci bir bayrak söz konusu değil. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.

Kaymakamlarımız bulundukları ilçeyi avuçlarının içi gibi bilmelidirler.

Gerekirse belediyelerin araçlarına el koyarak bölgede hayatı normale döndürmemiz şart

Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtı dikemezler

Paralel ihanet çetesinin ülkemize verdiği zararı, bize en büyük husumeti besleyen büyük ülkeler bile vermemiştir.

Sizlerden paralel devlet yapısıyla ilgili çalışmaları daha kararlı bir şekilde takip etmenizi istiyorum. İstediğiniz zaman özel kalem müdürümü arayabilirsiniz. Çünkü bizzat kendim bu işi takip ediyorum.

Yayınlama: 30.01.2016
Düzenleme: 04.02.2016 10:39
1.641
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.