Geyveli Genç Çiftçiler Külliyede

Geyveli Genç Çiftçiler Külliyede

Geyve Akdoğan Mahallesinden genç çiftçilerimizden Raşit Akyel ve eşi Nagihan Akyel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında katıldığı  Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen “Çiftçilerimiz Milletin Evinde” programına katıldı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı projesi çerçevesinde 2016 yılında Geyve’de genç çiftçi projesi talihlisi olan Akdoğan Mahallesinden Raşit Akyel ve eşi Nagihan Akyel Ankara Beştepe’de Cumnhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çiftçilerle buluşmasına Geyve’yi temsilen katıldılar.

Program çerçevesinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı  konferans salonundaki seminere katılan genç çiftçiler daha sonra Beştepe’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri oldular.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “Çiftçilerimiz Milletin Evinde” programında yaptığı konuşmada, “Bir devlet için savunma ve yerli silah sanayii ne kadar önemliyse, gıda güvenliği de aynı derecede ehemmiyetlidir. Bir milletin özgürlüğü için ekonomik imkânlar ne kadar elzem ise, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeter olması da o derece şarttır. Sofrasında tükettiği gıdayı dışardan alan, en temel ihtiyaçlarını ithal eden bir ülkenin, bağımsızlık iddiası havada kalmaya mahkûmdur” dedi.

Beştepe Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen programda, Türkiye’nin 81 vilayetinden gelen çiftçilere hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçileri Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

“ÇİFTÇİLERİMİZ 15 TEMMUZ GECESİ TAKDİR EDİLECEK BİR DURUŞ SERGİLEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinde çiftçilerin takdir edilecek bir duruş sergilediklerini ve en ön safta FETÖ’cü hainlere karşı mücadele ettiklerini belirtti. Vatan ve bağımsızlık uğruna kiminin bir yıllık hasadını, kiminin traktörünü, kiminin canını, kiminin de canından aziz bildiği evladını feda ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem sırf kasketinden, kılık kıyafetinden dolayı Kızılay’a alınmayan insanların, 15 Temmuz gecesi Kızılay Meydanında demokrasi destanı yazdığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sizler fedakârlığınızla, ‘benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi’ diye soran kibir abidelerine o gece büyük bir ders verdiniz. Sizler, ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ sözünü o gece bir kez daha eteğe kemiğe büründürdünüz. Sizler, her karış toprağı mübarek şehit kanlarıyla sulanan bu aziz vatanın sahipsiz olmadığını dost düşman herkese ilan ettiniz. Sizler, lafa gelince ‘tankın üzerine ilk ben çıkacağım’ diyen, ancak tankları görünce ilk kaçan, ilk sıvışan korkaklara da cesaret ne demektir onu öğrettiniz.”

“GÜÇLÜ ÜLKE; TARIM, HAYVANCILIK VE GIDA ALANLARINDA DA KENDİNİ İSPATLAMIŞ ÜLKEDİR”

Toplantı vesilesiyle hem hasret gidermek, hem de tarım ve hayvancılık konusunda hayata geçirilecek yeni projeleri paylaşmak üzere bir arada olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hayvancılık sektörüne çok ciddi katkıları olacak müjdeleri milletimize duyuracaklarını söyledi. Açıklayacakları yeni teşviklerin Türkiye’deki hayvan yetiştiriciliğine yeni bir soluk, yeni bir ivme kazandıracağına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir milletin stratejik önemi yüksek alanlarda başarı sağlamadan geleceğine ümitle bakamayacağı gerçeğinin herkes tarafından net bir şekilde görüldüğünü ifade etti. Güçlü ülkenin sadece ordusu, ekonomisi, diplomasisi güçlü olan ülke olmadığını, güçlü ülkenin tarım, hayvancılık ve gıda alanlarında da kendini ispatlamış ülke olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir devlet için savunma ve yerli silah sanayi ne kadar önemliyse, gıda güvenliğinin de aynı derecede ehemmiyetli olduğunu, bir milletin özgürlüğü için ekonomik imkânlar ne kadar elzemse, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeter olmasının da o derece şart olduğunu vurguladı.

Sofrasında tükettiği gıdayı dışarıdan alan, en temel ihtiyaçlarını ithal eden bir ülkenin bağımsızlık iddiasının havada kalmaya mahkûm olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek kendi tarihimizde, gerekse dünya tarihinde bunun sayısız örneğinin görüldüğünü, nüfus, silah ve asker bakımından güçlü olduğu hâlde, gıda kaynakları yeterli olmadığı için yeryüzünden silinen toplumlar, devletler olduğunun bilindiğini ifade etti.

“ÜLKELERİN YÜKSELİŞİ DE ÇÖKÜŞÜ DE TARIMLA BAŞLIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, Âşık Veysel’in ifadesiyle ‘Benim sadık yârim kara topraktır’ diyen, toprağa sevdalı, toprağa gönülden bağlı bir milletiz. Onun için, dikkat edin, toprak bizde nedir? Anadır ana, toprak ana. Kaldı ki, biz topraktan geldik tekrar toprağa gideceğiz, toprak bu kadar önemli. Bin yıldır onca saldırıya, onca ihanete rağmen Anadolu’da tutunmamızın sırrı işte buradadır, bu sevdadadır.”

Tarih boyunca sömürgecilerin bizi bu topraklardan söküp atamamasında askerlik yanında tarım alanındaki güç, zenginliğin de çok büyük payı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en güçlü olunan dönemlerde dahi toprağın ihmal edilmediğini, toprakla bağın kopmasına izin verilmediğini belirtti.

Tımar sisteminin iyi işlediği dönemlerde Osmanlı Devletini asırlar boyunca ayakta tuttuğunu, sistemin bozulmasıyla beraber de devletin zayıfladığını tüm tarihçilerin ifade ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Gerçekten de ülkelerin yükselişi de, çöküşü de tarımla başlıyor. Bunun için güçlü Türkiye’nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğini asla unutmamak zorundayız” dedi.

“TÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI OLDUĞU ALANLARDAN BİRİ TARIM VE HAYVANCILIKTIR”

Toprağın kahrını çekmeyenlerin onun kadrini kıymetini bilemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, toprakla hemhal olmayanın, onunla vakit geçirmeyenin, toprakla yaşamayan insanın toprağı anlamasının da mümkün olmadığını belirtti. Hayatında köye gitmemiş, çiftçilerin o nasırlı ellerinden tutmamış, yer sofrasına bağdaş kurup tandır ekmeğinin ucundan bölmemiş kişilerin tarımla ilgili ahkâm kestiğini, kimi grup kürsülerinde, kimi televizyon ekranlarında sabah akşam hükûmetin tarım politikalarını eleştirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalar, ‘cahil cesur olur’ derler. Namık Kemal de: ‘Zihni fukara olanın aklı ukala olur’ der. İşte bunlar da tarım konusundaki cehaletlerini, bilgisizliklerini, ukalalıklarıyla, yüzsüzlükleriyle örtmeye çalışıyorlar” dedi. Oysa Türkiye’nin en başarılı olduğu alanlardan birinin şu anda tarım ve hayvancılık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun en yakın şahidinin de çiftçiler olduğunu, bu ülkenin son 15 senede tarım ve hayvancılıkta nasıl mesafe kat ettiğini en iyi onların bildiğini söyledi.

Özellikle grup kürsüsünde ahkâm kesen, şecaat arz ederken sirkatin söyleyen, her konuşmasında tarım ve hayvancılık konusundaki cehaletini ifşa eden ana muhalefetin başındaki zata bunları kısaca hatırlatmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 15 yılda nasıl ekonomide, ulaşımda, sağlık ve eğitimde ülkemizde çağ atlattılarsa tarım, hayvancılık ve gıda alanında da Türkiye’yi çok farklı bir noktaya taşıdıklarını kaydetti.

“ÇİFTÇİLERİMİZİN MAZOT MALİYETİNİN YARISINI BİZ ÖDEMEYE BAŞLAYACAĞIZ”

Tarımın, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görmediği ilgiye, alakaya ve desteğe kendilerinin zamanında kavuştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım politikalarımızı günü birlik veya popülist yaklaşımlarla değil planlı, programlı, kısa-orta-uzun vadeli hedefleri olan kapsamlı projelerle belirledik. Çiftçilerimizi tarım politikalarımızın merkezine koyarak onlara hak ettikleri değeri verdik. Üreticilerimize son 15 yılda 103 milyar lira nakit hibe desteği verdik. Ne demek bu? 103 katrilyon, rakamı görüyor musun? Ey ana muhalefetin başı, sen böyle bir rakamla hiç tanıştın mı ya? 2002’de göreve geldiğimizde 1,8 milyar lira olan yıllık tarımsal destek rakamını 2012 yılında nereye çıkardık? 13 milyar liraya. Ne demek bu? O da değerli kardeşlerim, 13 katrilyon eski rakamla. Çiftçilerimizin üretim maliyetini azaltmak için 2003 yılında ilk kez mazot desteğini biz başlattık. Şimdi de 23 Şubat 2018 tarihinden itibaren çiftçilerimizin mazot maliyetinin yarısını biz ödemeye başlayacağız. Nasıl, iyi mi? Hayırlı olsun. Rabbim inşallah bununla birlikte bereketini de lütfetsin. Gübre desteğini 2005 yılında yine ilk kez doğrudan çiftçilerimize biz verdik. 2002 yılında sadece dört ürüne verilen prim desteğini 21 ürüne çıkarttık. Bu kapsamda 2003-2017 döneminde toplam 30 milyar lira prim desteği verdik.”

Üreticilerin uygun koşullarda finansmana ulaşmasını sağlayarak çiftçilerin omuzlarındaki faiz yükünü hafiflettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında, göreve geldiklerinde Ziraat Bankasından yüzde 59, Tarım Kredi Kooperatiflerinden yüzde 69 faiz oranı ile kredi kullanıldığını hatırlattı. Kendilerinin bu faiz oranlarını zaman içinde konulara göre sıfır ile yüzde 8,25 oranına kadar düşürdüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan tarımsal kredi miktarında çok büyük artış sağladıklarını belirtti.

“VERİMLİ ARAZİLERİNİN MİRAS YOLUYLA BÖLÜNMESİNE SON VERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2005 yılındaki toprak koruma ve arazi kullanımı kanunu ile tarım topraklarının amaç dışı kullanımını engellemek suretiyle çok daha farklı bir adımı atmış olduklarını belirterek, 2014 yılında yapılan yasal düzenlemeyle Türkiye’nin on yıllardır kanayan yaralarından olan verimli arazilerin miras yoluyla bölünmesine son verdiklerini belirtti. Ayrıca, arazi toplulaştırma çalışmalarıyla yıllar içinde parçalanmış, küçülmüş, verimi düşmüş tarım arazilerini tekrar üretime kazandırmak için adımlar attıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinden önceki 41 yılda 450 bin hektar arazide toplulaştırma yapılmışken son 15 yılda bu rakamı 13,5 kat artışla 6.1 milyon hektara çıkardıklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 yılına kadar 14,3 milyon hektar alanda arazi toplulaştırmasını tamamlamayı, 8,5 milyon hektarlık alanın tamamını da modern sulama teknikleriyle suya kavuşturmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarımsal üretim potansiyeli yüksek toplam alanı 6,1 milyon hektar olan 192 büyük ovayı koruma altına aldıklarını, toplamda 834 bin hektarlık 59 büyük ovayı daha koruma altına aldıklarını belirterek, böylelikle koruma altına alınan ova alanını 7 milyon hektara çıkartıldığını söyledi.

“TÜRKİYE, TOHUM İHRAÇ EDEN BİR ÜLKE KONUMUNA GELDİ”

Millî Tarım Projesi kapsamında havza bazlı destekleme modeline geçtiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, belirlenen 941 havzada desteklerin bu modele göre verilmeye başlandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretimde verimliliği ve kaliteyi doğrudan etkileyen sertifikalı tohum ve fidancılık ilk kez 2005 yılında destek kapsamına alındı. Son 10 yılda bu alana bir milyar liranın üzerinde destek sağlandı. Araştırma-geliştirme ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla tohumluk üretimimizi yıllık 145 bin tondan 958 bin tona çıkardık. Türkiye’yi tohum ihraç eden bir ülke konumuna getirdik, taşıdık. Tohumluk ihracatımız 17 milyon dolardan 153 milyon dolara çıktı. Türkiye tarımsal hasılada Avrupa Birincisi oldu. 2002 yılında 3,7 milyar dolar olan tarımsal ihracatımız 2017 yılında 17 milyar dolara çıktı. Türkiye tarımda net ihracatçı bir ülke konumuna geldi. Ama bunu ana muhalefetin başı bilmiyor ya, hangi ülkede yaşadığının farkında değil.”

“HAYVANCILIKTA YEPYENİ BİR DÖNEMİN KAPILARINI ARALIYORUZ”

Devlet olarak daima çiftçilerin yanında olmayı sürdüreceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım ve hayvancılık alanında yeni bir dönemin kapılarını aralayacağını düşündüğü bir projeyi bugün hayata geçireceklerini açıkladı. Türkiye’de hayvan yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık koyun ve sığır sayısını artırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılamasına önemli katkı sağlamak üzere önemli bir adım attıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili şunları kaydetti: “Bu projeyle talep eden tarım kredi kooperatifleri üyesi yetiştiricilerimize TİGEM aracılığıyla Ziraat Bankasından kredi kullandırarak 300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz. Üreticinin bakım, hizmet bedeli ve sigortasını avans olarak ödüyor, doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz. Yetiştiriciye verilen avansları da üreticilerden alınacak kuzuların bedellerinden, mahsup edeceğiz. Sığır yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık sağır sayısını artırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlamak üzere ise Ziraat Bankası kanalıyla yetiştiricilerimize hayvan ve yem temini için yüzde 10 sübvansiyonlu kredi sağlıyoruz. Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla damızlık düve veriyor, bu düvelerin koyunlarda olduğu gibi veterinerlik, aşı ve küpe hizmetlerini bedelsiz karşılıyoruz. Ayrıca, TARSİM sigortasının yetiştiriciye düşen kısmını devletin ödemesini sağlıyor, yetiştiricimizi sosyal güvence kapsamına alıyoruz. Yetiştiricimiz kredi borcunu ilk iki yılı geri ödemesiz, yedi yılda bankaya ödüyor. Böylece hem başlangıçta imkân sağlayarak, hem de üretime alım garantisi vererek hayvancılıkta yepyeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz.”

“ÇİFTÇİLERİMİZİ TÜM GÜCÜMÜZLE DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Ayrıca, en önemli geleneklerimizden olan imece sistemini, yani çiftçilerin kendi aralarında birlikte çalışma kültürünü geliştireceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 15 yıldır olduğu gibi önümüzdeki süreçte de çiftçilerin yanında olmaya, onları tüm gücüyle desteklemeye devam edeceklerini ifade etti. Çiftçilere güvendiklerini, toprağına gözü gibi bakan, gerektiğinde vatanı için varını, yoğunu ortaya koyan çiftçilere inandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz el ele verdiğimiz zaman evvel Allah üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir yükün, hiçbir sorunun olmadığının bilincindeyiz. Daha güçlü bir tarım sektörü ve daha güçlü bir Türkiye için omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz. İnşallah hep birlikte ülkemizi 2023 hedefleriyle, 2053 ve 2071 vizyonlarına kavuşturacak hamleleri gerçekleştireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin sonunda emekleri, gayretleri, fedakârlıkları için çiftçilere şükranlarını sunarak yeni teşvik sisteminin hayırlı olması temennisinde bulundu.

Yayınlama: 21.02.2018
Düzenleme: 26.02.2018 14:47
1.162
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.