Büyük müdür kıyımı ne getirecek?

Büyük müdür kıyımı ne getirecek?

SEZAİ MATUR Milli Eğitim’de büyük bir kıyım yaşandı.
AKP’nin 12 yıllık iktidarı döneminde, Cumhuriyet döneminde hiç olmadığı kadar eğitim politikaları ve eğitim kadrolarıyla oynandı.
Eğitimle adeta yap-bozla oynar gibi oynadılar.
En çok bakan değişikliği Milli Eğitim’de yaşandı.
Her gelen bakan, baştan yeni politikalar oluşturdu.
En son AKP-Cemaat kavgası sonrasında eğitim kadrolarıyla ilgili büyük bir revizyon amaçlandı.
Görünürde cemaat mensubu yöneticilerin tasfiyesi amaçlanıyordu.
Ama önceki gün açıklanan tasfiye listesinde gördük ki hedef, sadece cemaat değil, genel olarak muhalif olarak görülen yöneticilerin tasfiyesiydi.
Sakarya’ya baktığımızda Adapazarı ilçesi hariç tüm ilçelerde iktidara yakın Eğitim Bir Sen üyesi olmayan okul müdürleri büyük ölçüde tasfiye edildi.
Bir tek Adapazarı ilçesinde puanlamada büyük ölçüde adil olunmaya çalışıldı.
Bir çok kez eleştirdiğim Adapazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Ziya Cevherli, puanlamayı yaparken ölçü olarak müdürlerin sendikasını değil başarılarını dikkate aldı.
Bu da zaten Eğitim Bir Sen’in tepkisine neden olundu.
Cevherli’nin iktidar partisinden milletvekili adayı olmasına rağmen bu dik duruşu gerçekten alkışa değer bir duruş.
Adapazarı’nda başarılarıyla bilinen okul müdürlerinin korunmasının yanında diğer ilçelerdeki tasfiye ise çok dikkat çekici.
Erenler Çaykışla Köyü’nde TEV Esat Egesoy İlkokulu’nda başarılarıyla dikkat çeken Ufuk Kara’nın başarısız bulunarak barajın altında bulunmasını kim izah edebilir?
İl Milli Eğitim Müdürü 4 ay önce il ikincisi olarak ilan ettiği bir okul müdürüne “Ben yanılmışım, ilçe milli eğitim müdürü benden daha iyi biliyor. Meğer sen başarısızmışsın mı diyecek?”
Erenler Rehberlik Araştırma Merkezi…
Yıllarca başındaki adam engelli ve engelli ailelerine adeta kan kusturmuştu.
Atilla Yiğit diye bir adam geldi.
O eski zulmün adresi RAM yerine, çok farklı bir RAM oluştu.
Türk Eğitim Sen yöneticisi diye Yiğit’e 40 puan verdiler, barajın altına bıraktılar.
Serdivan’da.Mehmet Zorlu’nun Müdürü Dr. Enes Işıkgöz eğitim alanında doktorasını yapmış çok ender okul müdürlerinden biriydi.
Okul Işıkgöz ile çok iyi bir noktaya gelmişti.
Ama o da Türk Eğitim Sen’li olduğu için barajı aşamadı.
Aynı kıyım diğer ilçelerde de yaşandı.
Arifiye’de puanlamayı başaramadıkları için tüm okul müdürleri barajın altında kaldı.
Oradaki tam bir skandaldı zaten.
Eğitimin yerlerde süründüğü Sakarya’da bu kıyım yaşanırken İl Milli Eğitim Müdürü de, AKP’li siyasetçiler de seyretti.
Milli Eğitim yönetimini iktidar yanlısı sendikaya teslim ettiler.
Bunun vebalini nasıl taşıyacaklar bakalım…
….

Bana müsaade

“Yerel seçimler”dedik…
Sonra “Cumhurbaşkanlığı seçimi” dedik.
İzin yapamadık.
Biraz enerji depolayıp, yeni yayın dönemine yeniliklerle girelim istiyorum.
Bu yüzden “bana müsaade” diyorum…

Yayınlama: 25.08.2014
Düzenleme: 25.08.2014 17:01
779
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Hasan Akkale dedi ki:

    Birilerinin desteği ile bazı (basit te olsa) yerlere gelenler; kendilerini oraya getirenlerin piyonu olurlar. Zaten, birilerini, bir yerlere getirenler, onların piyon olacağını bildikleri için getiriyor, destekliyorlar. Oyunun kuralı budur. Bazı yerlere gelenler, geldikleri yerlerde kendilerini oraya getirenlere borçlu olacaklar.. ezilecekler… onurlu, gururlu, ilkeli biri bir yerlere kendi gayretleri ile gelir; dişiyle, tırnağıyla kazıya kazıya gelir; hak ede ede gelir; destekle gelmez aksine köstek görür. Destekle/ icazetle gelenler, başarının hazzını tadamaz ve başarılı da olamazlar. Ezilirler; çevrelerinin kendisi hakkında düşündüklerinden haberleri olur mu bilmem? Düşünmezler mi; acaba beni buraya getiren, bana nasıl bakıyor; bana, bakışı ne?.. Daha önemlisi, kendisini oraya getirenler, zamanı gelince rahatlıkla oradan da alırlar, başkasını getirirler. şimdi bu tür durumlara sıklıkla rastlıyoruz. Acıyorum bu gel gitlere; gelenlere getirilenlere; gidenlere, götürülenlere… insanla bu kadar oynanmaz; ve insan, kendisiyle bu kadar oynatmaz…. söyleyecek çok şey varda… ve buna bir de DAVA diyorlar… ne davası ise nasıl dava ise… DAVAyı bu kadar ucuza düşürmeye hakkınız yok. DAVA, ilke gerektirir.. Kendi ikballerini (?) dava olarak yansıtanlar, DAVAnın istismarcılarıdır.
    müdürü, veli+öğrenci+öğretmen seçmeli…