Bu Kadarı Tesadüf Olamaz!

Bu Kadarı Tesadüf Olamaz!

güven hasbaşAdapazarı Şeker Fabrikası kadar gündemimizi meşgul eden başka üretim tesisi olmamıştır sanırım.

Depremde hasar görmesi, kapatıldı, kapatılacak, özelleştirildi, çiftçi fabrikanın bacasını tüttürdü. Siyasiler içinde ilginç bir serüvendir Şeker Fabrikası…

Bizler sordukça siyasiler bol kepçeden açıklamalar yaptı.

Sorarsanız bacanın tütmesinde büyük emekleri var.

Şeker Fabrikası meselesine sıradan bir fabrika gibi bakamadık. Bakmakta çok doğru olmaz kanısındayım…

Bakıldığında şehirde Şeker Fabrikası’ndan çok daha büyük üretim tesisleri var. Daha çok işçi çalıştıran fabrikalar var. Ancak mesele fabrika değil ki…

Adapazarı Şeker Fabrikası bu şehrin simgelerindendi. Daha net bir ifadeyle fabrika bu kentin namusuydu, koruyamadık.

Adapazarı Şeker Fabrikası’nın yaşadıklarını anlattı Ahmet Aya. Öyle ilginç tesadüfler var ki 2005 yılından sonra şaşırıp kalacaksınız. Özelleştirmeye katılan firmalara bakılınca APEK’in işinin kolay olmayacağı aslında belli…

Türk Şeker Kurulu diye bir kurulun maç başladıktan sonra kural değiştirmesi işin ilk adımı oluyor. Ardından yeni ve keyfi kuralla cezalar doğranıyor. Sonra keyfi kural değiştiriliyor ama cezalara dokunan olmuyor.

APEK yönetiminde ki şeker önce bunaltılıp sonra bankanın kucağına itiliyor. Banka canının istediği şekilde fabrika yönetimini masaya oturtuyor.

Çok detaylı anlatmıyorum yaşananları.

Ama şu kadarını belirtmeliyim; Şeker Fabrikası arsası üzerinden operasyon yapılan, siyasilerin şov yaptığı, Türk Şeker Kurulu’nun sahipsiz bulup tepesine çöktüğü ve en sonunda borcuna karşılık bankanın olan bir kurum.

Bir ayrıntı daha var. Tesadüflerden en önemlisini unutuyordum neredeyse…

Adapazarı Şeker Fabrikası’nın kotasıyla oynayan kestiği cezalarla bunaltan Türk Şeker Kurumu’nun başında ki isim, hani şu ağabeyi dönemin İçişleri Bakanı olan şahıs, büyük bir tesadüf sonucunda emekliliğinin keyfini Şeker Fabrikası’nın Yönetim Kurulu Başkanı oluyor.

Adapazarı Şeker Fabrikası “şehrin simgesi” dedim. “Namusu” dedim. Şeker fabrikası yaşadığı bütün acı tesadüfleri Ak Parti iktidarında yaşıyor.Bacasının tütmesiyle başlayan sürecin sonunda kotası istenen seviyeye gelmiş bir şekilde dev bir grubun bünyesinde…

Ben merak ediyorum. Sanırım birileri de merak ediyor olabilir;

1)     Şeker Fabrikası’nın yaşadıkları büyük bir tezgah olabilir mi?

2)     Hani sonrasında birçok insanın mağdur ettiği söylenen FETÖ yapılanması bizim şehrin namusuyla oynamış olabilir mi?

3)     Fabrikaya ceza kesilmesine neden olan kanun maddesi ortadan kalktıysa cezası neden kalkmadı?

4)     Sakarya’dan seçilip meclise her vekile sormak farz değimlidir bugün. Siz şehrin namusunu kurtarmak için ne yaptınız veya ne yapacaksınız?

APEK Yönetimi süreci doğru yönetmiştir/yönetememiştir. Fabrikaya atadıkları profesyoneller başarılı/başarısız tartışmalarına girmek bile istemiyorum. Kaldı ki bugünün tartışma konusu olmamalı bu…

55 bin çiftçinin tepe kuruluşu APEK’in özelleştirmeden satın aldığı fabrika elden gitti. Bacasının tütüyor olmasına sevinelim mi üzülelim mi onu bilemiyorum. Ama bilmek istediğim fabrika birilerine kazanç sağlarken 55 bin üretici neden mağdur ediliyor?

Bir kere daha vurgu yapmak istiyorum. Şehrin simgesi durumunda ki fabrikanın bacası tütsün diye hisselerini bedava devreden ve sonrasında satın alan üreticinin sesi olacak iktidar veya muhalefetten kimse yok mu?

Kotanın düşürülmesi, cezaların kesilmesi ve üstüne üstlük kestiği cezaları sonuna kadar savunan kurumun başında ki isim şimdi fabrikanın tepesinde olması kimseyi rahatsız etmiyor mu?

55 bin çiftçiden oy isterken yalvaran vekillere, seçilmişlere soruyorum. Şehrin simgesine namusuna el konuldu sesiniz çıkmadı. Şimdi üreticiye bedel ödetiliyor. Vicdanınız rahat mı?

Yayınlama: 15.05.2016
Düzenleme: 21.05.2016 10:11
557
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.