2019 yılına kadar dikkat edilmeli

2019 yılına kadar dikkat edilmeli

REFERANDUM sonrası Türkiye’de gelişen olaylar, kullanma tarihi geçen bir sistemin bitiş sancılarıdır…

Referandum bitti, yan tesirleri hala devam ediyor.
Yılanın kuyruğunu keserseniz bir müddet kıvranır, canı çıkmaz baş tarafı ise kuyruk acısına rağmen hayatta kalmayı başarır.
Ana muhalefetin durumu şu anda onu gösteriyor.
Aslında bu yılanın hem kuyruğunu hem başını keseceksin, yoksa her kuyruğu kesildiğinde tekrar canlanıp sizi sokacaktır…

Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandum oylamasında milli irade % 51,4 “Evet” demiş, yani köhneleşmiş parlamenter sistemin artık kendi değerlerini temsil etmediğini ve bu sistemin değişmesi gerektiğini sandıkta bildirmiştir.
Parlamenter sistemin halkı oyalamaktan başka hiçbir işe yaramadığı, modern Haçlı ruhunun kendilerince demokrasi safsatası altında Müslümanlara giydirdikleri kanlı bir gömlekten başka hiç bir işe yaramadığını görmüşlerdir.
‘Demokrasi’ adı altında ‘Arap Baharı’ ile başlayan Ortadoğu’daki katliamlara şahit olmuşlardır…

…………………….

Yılanın Türkiye’deki kuyruğunu kesmeyle bu iş bitmez!..
Sınırlarımızı aşan yılanın başının da gövdeden ayrılması icap eder…
2019 yılına kadar rahat durmayacaklardır!

Bunun tohumları atılmaya başlandı.
AGİT safsatası altında referandumda Türkiye’ye üç, beş terörist gözlemci yolladılar, hepsinin geçmişi biri birinden karanlık!

Gelenler bölücü teröristlerin Avrupa’daki temsilcileri, hamileri…
Raporlarını hazırlayıp AB’ye sundular!

İçeriği malum!..

Türkiye’de referandumun adil yapılmadığına dair bir sürü ithamlar.
Bu,Müslüman Türk Milleti’ni aşağılayan, küçük düşüren onursuzlaştırmaya çalışan bir haçlı sistemdir…
Ne demek insan hakları mahkemesi?
İnsanlığın mahkemesi, üyelerinin tümümün Hristiyan olması, aralarında adil olarak bir Müslümanın bile bulunmaması ne kadar benim hakkımı savuna bilir?
AGİT ve UNO kendilerince farklı isimlerle adlandırdıkları kulağa hoş gelen bu deyimler insanlığa ne kadar faydalı olabilir?
Söyleyeyim;Hiç!…
Bunun yakın örneğine Bosna katliamımda şahit olduk.
Bunun yakın örneğine Ortadoğu’da çocukların ve savunmasız insanların katledilmesinde şahit olduk.
Şimdi halkın iradesini içine sindiremeyen,8 sefer sandıkta boğulan içimizdeki Haçlı kalıntıları tabiiki babalarına bu kadim milleti şikayete gidecektir…

Ulan sizin AGİT’inizin, Avrupa Birliği’nizin, Haçlı sisteminizin, insan hakları mahkemenizin de canı cehenneme…

…………………….

Kuyruğu kesilen yılanın ilk icraatı YSK şikâyetle başladı…
Yenilen pehlivan yenilgiye doymazmış!
Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün düzenlediği basın toplantısında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıkladı.
Tezgah kusursuz işliyor!..

15 Temmuz darbe kalkışmasıyla Türkiye’yi bir türlü karıştıramayanlar, iç savaşa sürükleyemeyenler, 2019 yılına kadar ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır…

Küffar şunu unutuyor,
Türkiye herhangi bir devlet değil…
Türk her hangi bir millet değil…
Hele hele halkının yüzde 90’ı Müslüman olan Türkiye her hangi bir Ortadoğu devleti ve milleti hiç değil.
Emperyalist ve siyonistlerin ayırt edemediği Türk Milleti’nin üç kuruşa devlet satan bir millet olmadığıdır…

Bu kadim millet bağımsızlığı için, özgürlüğü için, İslam sancağının varisi olarak, sancılı bir doğum arifesi geçiriyor o kadar…
Cumhurbaşkanlığı Sistemi dünya Türklüğü’ne ve İslam alemine hayırlı olur inşallah…

YUNANİSTAN DEVLET DEĞİL

YUNANİSTAN, devlet kavramının özelliklerini kaybetmiş, Avrupa’nın, himayesi altına girmiş kendi başına karar alamayan kukla bir devlet konumundadır…

15 Temmuz darbe girişiminde bulunan paralel yapının kadim subayları askeri bir helikopterle komşumuz Yunanistan’a sığınmışlardı!
O zaman demiştim,“Bu vatan hainlerini bunlar AB’nin onayı olmadan iade etmezler” diye!

Öyle de oldu!

Yunanistan’da önceki hafta yapılan duruşmada bu teröristlerin Türkiye’ye iade edilmemeleri doğrultusunda karar almıştır…

Yunanistan AB’nin baskısıyla bu kararı aldığı aşiyandır.
Sevgili komşunuz Yunanistan’a samimi bir tavsiyede bulunmak istiyorum.
Şu anki durumunuz acınacak halde, hastalarınız yeterli sağlık personeli ve tıbbı cihazlarınız olmadığı için Türkiye’ye gelmeye başladılar…
Vatandaşlarınızın emekli ve işçi maaşlarını ödeyemeyecek duruma geldiniz,
Sağlık ve sosyal sektörünüz çökmüş durumda,
Devlet bütçeniz Avrupa’ya olan borçlarınızdan dolayı sıfırlanmış,
İMF artık borç vermiyor,
Satacak adalarınız kalmadı,
Ne bir limanınız, ne bir hava alanınız kaldı.
Elinizde bulunan virane otel ve pansiyonlarla AB’den gelecek üç, beş çapulcu turistle ekonominizi düzelteceğinizi sanıyorsunuz.
Hala Avrupa’dan medet umuyorsunuz.
Yunanistan artık kendi başına bir devlet değil, AB’nin bir eyaleti olarak tarih kitaplarına geçecektir…

Türkiye bu konuda ağırlığını koyacaktır, teröristlerin Türkiye’ye iadesi için tüm imkanlarını kullanacaktır.
Kaybeden Türkiye değil, Yunanistan olacaktır…

1- Mülteci geri anlaşması tekrar gözden geçirilecektir.
2- İrili ufaklı adalar tekrar gündeme gelecektir.
3- 12 mile çıkarılan karasuları tekrar görüşülecektir.
4- Bir Avrupa ülkesi olan Yunanistan’a gitmek isteyen mültecilere yol verilecektir…

Yunanistan’ın AB’nin direktifiyle aldığı bu karar başını hayli ağrıtacağa benziyor…

MHP’YE SALDIRILAR

MHP’ye yönelik saldırının altında yatan sebep “yerli ve milli” kodlara sahip yeni Türkiye inşa sürecine Ülkücüleri dahil etmemek.

MHP ile AK Parti arasındaki stratejik ittifaka MHP yerine bölücü ajanda sahiplerini monte etme çabasının lejyonerleri saldırıyor MHP’ye.

Başaramayacaksınız, yerli ve milli bir sistemle yeni Türkiye inşasını sekteye uğratamayacaksınız.

Mayıs’ta hayalleriniz başınıza yıkılacak.

“Evet” cephesinde görünüp MHP’ye saldıranlar, Deniz Baykal’ın “yeni sistemin uygulanmasına geçit vermeyeceğiz” sözündeki planın bileşenleridir.

MHP’ye saldıranların fantezisi, AK Partiyi, iradesini Kandil ve İmralı’ya ipoteklemiş gruplarla “masaya” oturtup ittifaka mahkum etmektir.

Ama az kaldı; Mayıs ayı sonuna kadar “milli devlet” refleksi bu karanlık oyunu bozacak, siyaset ve medyadaki bu örgütlenmeyi tasfiye edecek…